Yüzlerce kuş türünün göç yolu üzerindeki Türkiye,485 kuş türüne de kalıcı yaşam alanı sağlıyor. Her av sezonu öncesinde avlanmasına izin verilecek canlı türlerini belirleyen merkez Av komisyonu küresel ölçekte tehlike altında olan kuş türlerinin avının tamamen yasaklamasını istemesi bence yerinde bir karar.
Kuşlar, yalnızca görsel ve işitsel olarak bulundukları ortamları güzelleştirmekle kalmıyor, doğadaki birçok döngünün sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlıyor. Bu yüzden bir kuş türünün yok olması doğamızın yok olması anlamına geliyor.
Kuşlar sadece çevreye katkı yapmakla kalmıyorlar. Ruhumuza yaptıkları katkılar da var. Eğer dünyadaki her kuşu tek tek görebilseydiniz, tüm dünyayı görmüş olurdunuz. Bu telekli hayvanlar, bütün okyanusların her bir köşesinde ve başka hiçbir şeyin doğal ortamı olamayacak kadar aşırı çıplak kara parçalarındaki doğal ortamlarda varlık gösteriyor. Gri martı Şili’de, dünyanın en kurak yerlerinden Atakama Çölü’nde büyütüyor yavrularını. İmparator penguen Antarktika kışında kuluşkaya yatıyor. Serçeler manhattan trafik ışıklarında, ebabiller deniz mağaralarında, akbabalar Himalaya sırtlarında, sarıasmalar Çernobil’de yuvalanıyor. Kuşlardan daha büyük alana yayılmış olan yegane canlı grubu, mikroskobik boyutta olanlar. Kısaca kuşlarsız bir yaşam düşünülemez.