En son okuduğum roman Theoni Pappas’ın yazdığı ‘Matematik Hayattır’ romanından çıkardığım sonucu siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim bu hafta.
İnsanlar, yaşantıları boyunca aslında birçok alanda matematiği kullanıyorlar ancak çoğu öğrenci için matematik dersi, zorlayıcı bir ders olarak algılanıyor.
Öğrenildiğinde ve doğru algılandığında hayatı kolaylaştıran matematik dersi sistematik bir eğitim sürecine başlanması ve başlangıç modellerinin iyi öğrenilmesiyle birlikte hayat boyunca daha rahat ve iyi kullanılabilir hale geliyor.
Matematik, hayatın hemen, hemen her alanında kendini gösteren bir olgu. Çünkü matematik nettir, kesin sonuçlar içerir.
Matematik en basitinden canlıların hayatında beslenmenin, giyinmenin, barınmanın alt yapısını oluşturur.
Biz insanlar pazara gidip alışveriş yaptığımızda matematik ölçü birimlerinden faydalanırız.
Matematik sayılardan, problem çözmekten ve hesap işinden daha fazladır.
Matematik bir düşünme biçimidir. Örüntülerle, düzenlerle uğraşır ve bağlantılar kurmaya yardımcı olur. Eğlence ve iletişim dünyasının baş aktörüdür. Müziğin ve resmin oluşmasında tasvir edilmesini sağlar.
Bilim adamları onsuz bir hiçtir. Matematik en küçük parçacıkları keşfetmeyi mümkün kılar. Matematik bir sanattır. İnsanın değeri bir kesirle ifade edilecek olursa; Pay gerçek kişiliğini gösterir.
Paydası kendisini ne zannettiğini.
Payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür demiş Tolstoy.
Muhakemenin ve dengenin olabileceği her yerde mantık ve matematikle karar veririz.
Bugüne kadar edindiğim tecrübeye göre aslında her şey sevgiyle başlar. Doğayı sevmek, insanı sevmek, öğretmeni sevmek, matematiği sevmek...
Her şeyin özünde sevmek var.
Yılların tecrübesi ve gözlemine dayanarak ders öğretmenini seven öğrenci o dersi hem daha iyi dinliyor anlıyor, hem de daha başarılı oluyor.
Kendi öğrencilik yıllarınızı hatırlayın lütfen. İnsanlar sayılar gibidir. O insanın değeri ise o sayının içinde bulunduğu sayı ile ölçülür.