Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

MEDYAYI DOĞRU YORUMLAYABİLMEK

Günümüzde  okur-yazar olmak, sadece okuma-yazma bilmek değil, medya yoluyla edindiğimiz bilgileri yeniden düzenleyebilme, yorumlayabilme ve eleştirebilme yeteneği olarak da değerlendiriliyor. Medya okuryazarlığını yazılı ve yazılı olmayan, büyük çeşitlilik gösteren formatlardaki mesajlara ulaşma ve bu mesajların analiz edilmesi, yorumlanması, anlamlandırılması ve değerlendirilmesi olarak da tanımlayabiliriz. Medya her geçen gün bir yandan daha çok insanı ve toplumları birbirinden haberdar ederek dünyayı küçücük bir alana dönüştürürken, bir yandan da bu özellikleri ile yaşamımızdaki önem ve gücünü de arttırıyor. Burada en önemli nokta; medya yolu ile verilen mesajların kişi ve toplumları hangi ölçüde etkilediği, bu mesajların kimler tarafından hangi düzeyde, nasıl algılandığı ve bu mesajların eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirilip, değerlendirilmediğidir. Artık bildiğimiz veya bilmediğimiz tüm bilgiler bir tık uzağımızda duruyor. Medya kitlelerin ne hakkında konuşacağına, çoğunluğun gerçekleri nasıl kabul edeceğine ve pek çok insanın sorunlarla mücadele etmede hangi yolu kabul edeceğine karar vermede büyük paya sahip. Bu anlamda medyanın dikkat çektiği konular, kamuoyunda da en çok gündemde olan, tartışılan konular olarak da karşımıza çıkıyor. Bu noktada  aldığımız bilgilerin ne kadar güvenilir olduğu ve bunu ileten kişilerin ne kadar donanımlı olduğu ise büyük önem kazanıyor. Medya kanalıyla aldığımız mesajların doğruluğunu ölçebilmek için ise medyayı iyi tanımak, verilen mesajları iyi araştırıp değerlendirmek, bu mesajların, neden, hangi tekniklerle, kimler veya hangi kanallar kullanılarak oluşturulduğunu bilmek çok önemli. İşte tam bu noktada  da medya okuryazarlığı devreye giriyor Örnek verecek olursak geçtiğimiz günlerde fesbuk’a ölümle ilgili yazdığım makalede  yıllar önce vefat eden  amcaoğlu öğretmen Köksal Küçük’ten söz etmiştim.okuyan yüzlerce kişi sadece ölüm başlığını okuyarak yeni vefat etmiş gibi bana başsağlığı dilemeleri ve cenaze ne zaman kalktı duyamadık diyenler bile oldu.Demek ki medyayı doğru yorumlayamıyoruz.Metni tam okumadan yorum yapmaya kalkıyoruz. Sonuç olarak, kurulan bu yeni yapıyla da desteklenen medya okuryazarlığında özellikle bireylere büyük görev düşüyor.  İyi bir medya okuryazarı olmak için  “medya kontrolü altında” değil, o kontrol sürecinin “içerisinde” olmalıyız. Medyanın bize sunduğu mesajlar arasından seçim yapmak bizim sorumlulu­ğumuzdur. Medyanın kurgusal ve belli bir ideolojiye, ticari kaygılara sahip olabileceğini bilmeli, eleştirel ve sorgulayıcı bakış açısına sahip olmalıyız. Bu bakış açısı ile medyayı anlayabilmenin de ötesinde otoriteyi, objektifliği, niteliği değerlendirebilir, dayatmaların da önüne geçebiliriz.  
Ekleme Tarihi: 06 Haziran 2019 - Perşembe
Erol KÜÇÜK

MEDYAYI DOĞRU YORUMLAYABİLMEK

Günümüzde  okur-yazar olmak, sadece okuma-yazma bilmek değil, medya yoluyla edindiğimiz bilgileri yeniden düzenleyebilme, yorumlayabilme ve eleştirebilme yeteneği olarak da değerlendiriliyor.

Medya okuryazarlığını yazılı ve yazılı olmayan, büyük çeşitlilik gösteren formatlardaki mesajlara ulaşma ve bu mesajların analiz edilmesi, yorumlanması, anlamlandırılması ve değerlendirilmesi olarak da tanımlayabiliriz. Medya her geçen gün bir yandan daha çok insanı ve toplumları birbirinden haberdar ederek dünyayı küçücük bir alana dönüştürürken, bir yandan da bu özellikleri ile yaşamımızdaki önem ve gücünü de arttırıyor. Burada en önemli nokta; medya yolu ile verilen mesajların kişi ve toplumları hangi ölçüde etkilediği, bu mesajların kimler tarafından hangi düzeyde, nasıl algılandığı ve bu mesajların eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirilip, değerlendirilmediğidir.

Artık bildiğimiz veya bilmediğimiz tüm bilgiler bir tık uzağımızda duruyor. Medya kitlelerin ne hakkında konuşacağına, çoğunluğun gerçekleri nasıl kabul edeceğine ve pek çok insanın sorunlarla mücadele etmede hangi yolu kabul edeceğine karar vermede büyük paya sahip. Bu anlamda medyanın dikkat çektiği konular, kamuoyunda da en çok gündemde olan, tartışılan konular olarak da karşımıza çıkıyor. Bu noktada  aldığımız bilgilerin ne kadar güvenilir olduğu ve bunu ileten kişilerin ne kadar donanımlı olduğu ise büyük önem kazanıyor.

Medya kanalıyla aldığımız mesajların doğruluğunu ölçebilmek için ise medyayı iyi tanımak, verilen mesajları iyi araştırıp değerlendirmek, bu mesajların, neden, hangi tekniklerle, kimler veya hangi kanallar kullanılarak oluşturulduğunu bilmek çok önemli. İşte tam bu noktada  da medya okuryazarlığı devreye giriyor

Örnek verecek olursak geçtiğimiz günlerde fesbuk’a ölümle ilgili yazdığım makalede  yıllar önce vefat eden  amcaoğlu öğretmen Köksal Küçük’ten söz etmiştim.okuyan yüzlerce kişi sadece ölüm başlığını okuyarak yeni vefat etmiş gibi bana başsağlığı dilemeleri ve cenaze ne zaman kalktı duyamadık diyenler bile oldu.Demek ki medyayı doğru yorumlayamıyoruz.Metni tam okumadan yorum yapmaya kalkıyoruz.

Sonuç olarak, kurulan bu yeni yapıyla da desteklenen medya okuryazarlığında özellikle bireylere büyük görev düşüyor.  İyi bir medya okuryazarı olmak için  “medya kontrolü altında” değil, o kontrol sürecinin “içerisinde” olmalıyız. Medyanın bize sunduğu mesajlar arasından seçim yapmak bizim sorumlulu­ğumuzdur. Medyanın kurgusal ve belli bir ideolojiye, ticari kaygılara sahip olabileceğini bilmeli, eleştirel ve sorgulayıcı bakış açısına sahip olmalıyız. Bu bakış açısı ile medyayı anlayabilmenin de ötesinde otoriteyi, objektifliği, niteliği değerlendirebilir, dayatmaların da önüne geçebiliriz.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.