Gelmiş geçmiş en değerli şairlerimizden biri Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Memleket İsterim" şiiri aklıma geldi.
Seçimlere 4 gün kala toplumda heyecan ve gerilim had safhada. Sonuçta bu bir demokratik seçim. Seçimden sonraki gün insanlar yine aynı havayı soluyacaklar, aynı suyu içecekler.
Cahit Sıtkı Tarancı işte bu nedenle insanların iki günlük dünyada bu kadar hırslı, bu kadar gerilmeye gerek olmadığını şiirinde ne güzel dile getiriyor ama.
Bir edebiyatçı ve şair olarak toplumda hem bıraktığı etki, emde Cahit Sıtkı'yı Türk edebiyatının kilometre taşlarından biri haline getirmiştir.
Cahit Sıtkı'nın bu şiirleri'nden biri şüphesiz 'Memleket İsterim' şiiridir.
Şiir dinleyenlerin duygu dünyasında mutlaka bir karşılık görür. Herkes bu şiirde hem kendinden bir şey bulur; hemde kendine bir yer.
İnsanlar arasında siyasi görüşlerden kaynaklanan çekişmeler bu şiirin duyulduğu bir yerde biraz olsun arka planda kalır, önemsizleşir.
"Memleket İsterim" şiirinin bu gücünün nereden geldiğini sorabiliriz.
Aslında, şiiri okuduğumuzda bu sorunun yanıtı suyun üzerine döktüğünüz zeytinyağı gibi kendini açığa çıkarır.
Memleket isterim/Gök mavi dal yeşil, tarla sarı olsun;/Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun/Memleket isterim ne başta dert/Ne gönülde hasret /Memleket isterim ne zengin-fakir, ne sen-ben farkı olsun;/Kış günü herkesin evi parkı olsun./Memleket isterim yaşamak sevmek gibi/Gönülden olsun/Olursa bir şikayet ölümden olsun./
Kısacası bu şiiri okuduğumuzda; içimizdeki tozlanmaya yüz tutmuş insanı gün yüzüne çıkarıp yeniliyoruz.
Bir an için, günlerin günleri kovaladığı, koşturmaca içinde durabilirsek...
Bir an için içinde sürüklendiğimiz nehrin akıntısından kendimizi kurtarabilirsek.
Bir an için sosyal medyada vaktimizi, akıl ve ruh sağlığımızı yitirecek şekilde hareket ettiğimizin farkına varabilirsek.
Sosyal, siyasi, ekonomik açıdan kendi dışımızdakilerden kaynaklanan kavga gürültülerden kenara çekilebilirsek ne mutlu bize...