Büyük bir başarının ardından mutlu olacağınızı zannederiz. Oysa önce mutlu olmayı deneyin, başarı onu takip edecektir. Shakespeare' nin dediği gibi :"iyi ve kötünün ne olduğunu, düşünce sisteminiz belirler"
Bildiğimiz tarih olayları, bu dünyada geçmiştir ve hayatımızın çok büyük bir bölümünü, hayatta kalabilmek için harcamışızdır. Belki de mutlu olmak için zamanımız bile olmamıştır. Binlerce yıldan beri, insanlar sadece aç kalmamak ve güvende olabilmek için yaşamışlardır. Çoğu hiç mutlu olmayı deneme fırsatı bulamadan, vefat etmiştir.
Hayatımız boyunca, sorun aramak, sorunu bulmak ve sorunu büyütmeye uğraşmışızdır. Mutlu olabilmemizin yüzde doksanı kontrol bile edemeyeceğimiz nedenlere bağlı olduğu halde, hayatımız boyunca mutlu olmaya çalışmıştırız.
Eleştiriler umudumuzu kırmasın, mutluluğumuzu bozmasın. Bir eleştiri ile karşılaştığınızda bu eleştirinin altında yatan gerçek nedenin ne olduğunu düşünün. Başkalarının görüşünün, sizin görüşünüzü çok az olasılıkla örtüştüğünü göreceksiniz. Bu örtüşme azaldıkça, "kendine güven" denilen olgu ortaya çıkar. Eleştirilerin büyük çoğunluğu, eleştirmenin kendine güvensizliği veya küstahlık ya da sizi içine sindirememe, hoş görmemesi nedeniyle ortaya çıkmıştır.
Yani, gerçek eleştiriler değildir. Eleştirilerin altındaki nedeni buldukça kendinizi daha çok seveceksiniz ve kabul edeceksiniz. Kendinizi kabul ettikçe ve özür dileyecek bir şey yapmadıkça "kendine güven" olgusu, daha da içinize yerleşecektir. Unutmayın, birbirini etkileyen 3 çeşit başarı vardır. İçimizdeki başarı, sosyal hayatımızdaki başarı ve içsel hayatımızdaki başarı. İlk iki başarı biçimi, sadece htiğimiz gerçek başarıyı, içsel başarınız etkiler.