Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

ÖLÜMLÜ DÜNYA

Dünya’da insanoğlu gelip geçici. Ama birçoğumuz bunu düşünmekte acizdir. Ölümlerden yeteri kadar ders, ibret ve nasihat alabiliyor muyuz. Neden huzur ve barış içinde yaşamak varken kötülük var? Kimse kötü olduğunu kabullenemiyor ama dünya kötülükle dolu, aslında kötülük bizim kaderimiz mi? Asla yanıt bulamadığımız bir soru bu. Her şeyin başarılı iletişim manevralarıyla çözülebileceğini biliyoruz, söz bize düştüğünde herkese iyilik önerilerinde bulunuyoruz ama kendi başımızdan geçen olaylarda kötücül yanımızı dizginleyemiyoruz. Çoğunlukla da bunun kötülük olduğunun farkında bile değiliz. Yani biz kötülük içinde bulunuyoruz ama kötülük neden var? Allah buna izin vermez. İki basit açıklama var. İlk özgür iradenin kötülüğü oluşturduğu, ikincisi bunların yaşadığımız evrendeki sınavlardan biri olduğu. İkisi de mantıklı tezler ama asıl soru halen çözümlenmiş değil. İnsanın peşinde olduğu hedefler onun iyi ya da kötü olmasını belirler. Şayet evrensel değerler yerine geçici heveslerin yoluna kapıldıysak kötülük için gerekli zemin hazırdır. Öğrenme özünde iyi bir davranış kalıbı olduğu için kötülüğün onun içerisine sığmasına imkan yoktur. Bu yüzden ancak iyiliği öğrenebilir ve kötülüğe çıkan yollarda kendimizi koruyabiliriz. Çünkü kötülük iyi olan şeylerin içerisinde de gizlenmiş durumda. İyilik ve kötülük arasındaki bağlantı da bunun aynısı, iyilikler her zaman kötülüğün rayına sapabilir çünkü onlarla ince sınırlarla ayrılırlar. Kötülük her zaman yanımızdaysa ondan nasıl korunacağız? Kendi kendimize özeleştiri yapacağız. Tövbe edeceğiz bir daha yapmamak için. Kısacası fani dünyada hep güzelliklere koşacağız. İyiliklerle yarışacağız. Hırs peşinde koşmayacağız. Birbirimizi bir avuç toprak için kırıp dökmeyeceğiz. Sonuçta er ya da geç yolcu olduğumuzu unutmayalım. Yazıma Yahya Kemal Beyatlı’nın gidenlerin bir daha dönmemek üzere bindiği o ‘Sessiz Gemi’ için yazmış olduğu anlam yüklü şiirini merhum İsmail Küçük amcamın sevenleriyle paylaşmak istedim. ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan/Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan/Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol/Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de yol/Birçok giden memnun ki yerinden/Çok seneler geçti dönen yok seferinden’ İsmail Amca; sende ölüm bile asil durdu. Ruhun şad olsun.  
Ekleme Tarihi: 24 Aralık 2020 - Perşembe
Erol KÜÇÜK

ÖLÜMLÜ DÜNYA

Dünya’da insanoğlu gelip geçici. Ama birçoğumuz bunu düşünmekte acizdir. Ölümlerden yeteri kadar ders, ibret ve nasihat alabiliyor muyuz. Neden huzur ve barış içinde yaşamak varken kötülük var? Kimse kötü olduğunu kabullenemiyor ama dünya kötülükle dolu, aslında kötülük bizim kaderimiz mi?

Asla yanıt bulamadığımız bir soru bu. Her şeyin başarılı iletişim manevralarıyla çözülebileceğini biliyoruz, söz bize düştüğünde herkese iyilik önerilerinde bulunuyoruz ama kendi başımızdan geçen olaylarda kötücül yanımızı dizginleyemiyoruz. Çoğunlukla da bunun kötülük olduğunun farkında bile değiliz.

Yani biz kötülük içinde bulunuyoruz ama kötülük neden var? Allah buna izin vermez.

İki basit açıklama var. İlk özgür iradenin kötülüğü oluşturduğu, ikincisi bunların yaşadığımız evrendeki sınavlardan biri olduğu. İkisi de mantıklı tezler ama asıl soru halen çözümlenmiş değil.

İnsanın peşinde olduğu hedefler onun iyi ya da kötü olmasını belirler. Şayet evrensel değerler yerine geçici heveslerin yoluna kapıldıysak kötülük için gerekli zemin hazırdır.

Öğrenme özünde iyi bir davranış kalıbı olduğu için kötülüğün onun içerisine sığmasına imkan yoktur. Bu yüzden ancak iyiliği öğrenebilir ve kötülüğe çıkan yollarda kendimizi koruyabiliriz.

Çünkü kötülük iyi olan şeylerin içerisinde de gizlenmiş durumda. İyilik ve kötülük arasındaki bağlantı da bunun aynısı, iyilikler her zaman kötülüğün rayına sapabilir çünkü onlarla ince sınırlarla ayrılırlar. Kötülük her zaman yanımızdaysa ondan nasıl korunacağız? Kendi kendimize özeleştiri yapacağız. Tövbe edeceğiz bir daha yapmamak için. Kısacası fani dünyada hep güzelliklere koşacağız. İyiliklerle yarışacağız. Hırs peşinde koşmayacağız. Birbirimizi bir avuç toprak için kırıp dökmeyeceğiz. Sonuçta er ya da geç yolcu olduğumuzu unutmayalım.

Yazıma Yahya Kemal Beyatlı’nın gidenlerin bir daha dönmemek üzere bindiği o ‘Sessiz Gemi’ için yazmış olduğu anlam yüklü şiirini merhum İsmail Küçük amcamın sevenleriyle paylaşmak istedim.

‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan/Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan/Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol/Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de yol/Birçok giden memnun ki yerinden/Çok seneler geçti dönen yok seferinden’

İsmail Amca; sende ölüm bile asil durdu. Ruhun şad olsun.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.