Son bir ayda orman yangınlarını konuşuyoruz. Üzülüyor, öfkeleniyor, tepki veriyoruz. Endişeleniyor, kaygılanıyor, moralimiz bozuluyor. Sakin sakin oturup izlemek mümkün mü? Bir yandan ağaçlar, çalılıklar, otlaklar diğer yandan da tavşanlar, ceylanlar, kaplumbağalar, sincaplar ve böcekler yanıyor. Yani ciğerimiz yanıyor. Sebep arıyoruz, neden!? Rant çetesi parmağı, terör kafası var mı diye sorguluyoruz. Ülkemizin farklı yerlerinde aynı günlerde çıkan/çıkartılan orman yangınları hakkında çok şey yazıldı, çizildi... Toplumda oluşan bir yargı var...
Halkın yarısı, “Ormanlar sebepsiz yanmıyor. Ya madencilerin ön hazırlığı, ya tarım arazisi açmak, ya da otel ve tesis kurmak için yakılıyor buralar” diyor... Diğer yarısı da, “Dış güçler, düşmanlarımız, PKK ve teröristler yakıyor ormanlarımızı!” görüşündeler. Kayıtlara göre her yıl ülkemizde 4 bin orman yangını çıkıyor, 10 bin hektar orman zarar görüyor. Bu yangınların %90’dan fazlası insan kaynaklı; İhmal ve dikkatsizlik: %52 (anız yakma, avcı ve çoban ateşi, çöplük yanığı, sigara, piknik ateşi, cam ve cam kırıkları, trafik kazaları, enerji nakil hatları) Kasıtlı olarak: %12 (terör, kundaklama, orman açma, kanunsuz işleri gizlemek ve diğerleri) Belirsiz nedenler: %26 (nedeni belirsiz ama insan kaynaklı) Doğal nedenler ve diğerleri: %10 (Yıldırım düşmesi, yüksek sıcaklık, kuraklık, yanardağ patlaması vs) Yangınlara karşı ülke performansımız idare eder.
Orman Genel Müdürlüğü; erken haber almak ve sağlıklı yer tespiti yapmak için altyapı faaliyetlerini ve yüksek teknolojiyi kullanıyor. 800 civarında Yangın Gözetleme Kulesi oluşturmuş.
Kuleler, kameralar, insansız hava araçları ile fiziki izleme ve takip yapıyor. Bin 200 civarında ‘ilk müdahale ekibi’ ile orman yangınlarına karşı savaş veriyor. Vatandaş olarak;
- Orman ve çevresinde ateş yakmamalı, - Ormanlara cam şişe ve cam kırıkları bırakmamalı,
- Mangal ateşi ve küllerini soğutmalı, - Söndürülmemiş sigara izmariti atmamalı,
- ALO 177 ve ALO 110 yangın ihbar hatlarını akılda tutmalı, gerektiği anda aramalıyız.