Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

ŞİDDET ARTIK İÇİMİZDE

Geçtiğimiz hafta içinde Ankara Hukuk Fakültesi’nde bir akademisyenin öğrencisi tarafından öldürülmesinden sonra, yine aynı hafta ortaokuldaki bir kavgada bir öğrenci bıçaklandı. Yine bir baba ödevini yapmadı diye çocuğunu döverek öldürdü. Ülkemizde her geçen gün toplumsal şiddet artıyor. Şiddet toplumsal yaşam, baskı, aile, erkek egemenliği, işsizlik gibi birçok faktör tarafından besleniyor. Şimdi çocuklara baktığımızda şiddetle büyüyorlar. Bütün oyunlar şiddet içerikli. Dizilerdeki karakterlere baktığımızda yine aynı. Şiddetin normalleştirildiğini görüyoruz. İnsanlar eskiden adrenalin yaşamak için farklı şeyler yapardı, spora yönelirdi şimdi ise şiddet bunun yerini aldı. Bilgisayar oyunlarında artık çocuklar oynamıyor, direkt ana karakterin kendisi gibi hissediyor ve orada yaşadığı ne varsa onu dışarı aktarıyor. Diziler için de aynı durum geçerli. Sosyalleşmeme, ev içindeki şiddet, sokaktaki şiddet de bunu besliyor. Sadece fiziksel değil, psikolojik boyutu da var. Şiddet artık içimizde. Bir şeylerin olağanın dışında çok fazla konuşulması onu normalleştiriyor. Medyada bu tür şiddet haberlerinin verilmesi de aslında şiddeti normalleştiriyor ve artırıyor. Ve en acısı da şiddeti çözüm olarak görüyorlar. Son olay bazında  baktığımızda öğrenci dersini çalışmamış, sınavda kopya çekmeyi hak olarak görüyor ve yakalandığında  da bunu kabullenemiyor. İfadesinde ‘kendimi denetleyemedim!’ diyor. Bu şiddetin aslında normalleştirildiğini gösteriyor. Dizilere, oyunlara baktığımızda başrollerdeki karakterler hep şiddet içerikli. Kendi adaletini kendisi oluşturan, hukuk kurallarını koyan, bunlara göre ceza kesen, çevresindekilere adalet dağıtan, kim ona göre haksızca onu cezalandıran kişiler ön planda ve bunlar normalmiş gibi gösteriliyor. İnsanlar da bu karakterleri ‘rol modelleri’ olarak görüyor. Genç kesim onlara özeniyor, onlar gibi olmak istiyor, onların yaptıklarıyla şiddet normal bir durum olarak algılanıyor. Artık daha fazla insan öldürülmeden yetkililer buna önlem almalı.   NOT: Sevgili okuyucular, İstanbul’da olacağımdan yazıma 5 Şubat Salı günü’ne kadar ara verdim.                                                                                                                                                                       
Ekleme Tarihi: 10 Ocak 2019 - Perşembe
Erol KÜÇÜK

ŞİDDET ARTIK İÇİMİZDE

Geçtiğimiz hafta içinde Ankara Hukuk Fakültesi’nde bir akademisyenin öğrencisi tarafından öldürülmesinden sonra, yine aynı hafta ortaokuldaki bir kavgada bir öğrenci bıçaklandı. Yine bir baba ödevini yapmadı diye çocuğunu döverek öldürdü.

Ülkemizde her geçen gün toplumsal şiddet artıyor. Şiddet toplumsal yaşam, baskı, aile, erkek egemenliği, işsizlik gibi birçok faktör tarafından besleniyor. Şimdi çocuklara baktığımızda şiddetle büyüyorlar. Bütün oyunlar şiddet içerikli. Dizilerdeki karakterlere baktığımızda yine aynı. Şiddetin normalleştirildiğini görüyoruz. İnsanlar eskiden adrenalin yaşamak için farklı şeyler yapardı, spora yönelirdi şimdi ise şiddet bunun yerini aldı. Bilgisayar oyunlarında artık çocuklar oynamıyor, direkt ana karakterin kendisi gibi hissediyor ve orada yaşadığı ne varsa onu dışarı aktarıyor. Diziler için de aynı durum geçerli. Sosyalleşmeme, ev içindeki şiddet, sokaktaki şiddet de bunu besliyor. Sadece fiziksel değil, psikolojik boyutu da var. Şiddet artık içimizde.

Bir şeylerin olağanın dışında çok fazla konuşulması onu normalleştiriyor. Medyada bu tür şiddet haberlerinin verilmesi de aslında şiddeti normalleştiriyor ve artırıyor. Ve en acısı da şiddeti çözüm olarak görüyorlar. Son olay bazında  baktığımızda öğrenci dersini çalışmamış, sınavda kopya çekmeyi hak olarak görüyor ve yakalandığında  da bunu kabullenemiyor. İfadesinde ‘kendimi denetleyemedim!’ diyor. Bu şiddetin aslında normalleştirildiğini gösteriyor. Dizilere, oyunlara baktığımızda başrollerdeki karakterler hep şiddet içerikli. Kendi adaletini kendisi oluşturan, hukuk kurallarını koyan, bunlara göre ceza kesen, çevresindekilere adalet dağıtan, kim ona göre haksızca onu cezalandıran kişiler ön planda ve bunlar normalmiş gibi gösteriliyor. İnsanlar da bu karakterleri ‘rol modelleri’ olarak görüyor. Genç kesim onlara özeniyor, onlar gibi olmak istiyor, onların yaptıklarıyla şiddet normal bir durum olarak algılanıyor. Artık daha fazla insan öldürülmeden yetkililer buna önlem almalı.

 

NOT: Sevgili okuyucular, İstanbul’da olacağımdan yazıma 5 Şubat Salı günü’ne kadar ara verdim.

                                                                                                                                                                      

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.