Toplumsal yaşamda insanlardan davranış ve hareketlerini; doğru, yerinde, kontrollü, kurallara uygun, birbirlerine karşı nezaketli ve ortak insani değerlere saygılı kullanmaları beklenir. Ancak, günümüzde bu değerlere uyumsuzluğun arttığı, davranış ve hareket olarak ‘şiddet’ ve ‘hoşgörüsüzlüğün’ ön plana çıktığı görülmektedir. Günlük yaşamda şiddetin “bu ne zorbalık”, “24 saat şiddet”, “sokaklara kurşunlar yağdı” ve benzeri adlarla yazılı ve görsel basında yer alan bu haber ve görüntülerin insanların moral değerlerini bozduğu ve günlük yaşamlarını olumsuz etkilediği anlaşılır. Böylesi önemli bir konunun iyi algılanmasında ve bilinmesinde sosyal yaşam için fayda görülmektedir. İnsanın kendisine veya başkasına karşı zor kullanması yahut psikolojik etkilemesi biçiminde ortaya çıkan şiddete kuvvet kullanma ve sert davranma var olup, özünde planlı ve sistematik olarak kuralları ihlal etmek, zarar vermek anlayışı vardır. Şiddetin gösterilme araçları fiziksel, teknolojik, psikolojik, cinsel diye sayılabilir. Hoşgörü, olaylara veya olgulara karşı anlayışlı olma, önyargısız yaklaşım sergileme olarak değerlendirdiğinde, hoşgörüsüzlük olay ve olgulara karşı anlayışsızlık ve önyargılarla yaklaşım sergileme olarak algılanmalıdır. Hoşgörüsüzlük bir eylem olup, birlikte yaşama farklılıklarının belli bir noktada buluşturma özelliğinden uzaklaştırılmasıdır. Bu anlamda hoşgörüsüz olma özelliği öne çıkmış toplumlarda kaosun, anlaşmazlıkların arttığı ve kamu düzenin ihlal edildiği görülür. Düşünür Voltaire hoşgörü için söylediği “anlaşmazlık, insanın en büyük hastalığıdır, hoşgörü ise en büyük çaresidir” sözü hoşgörüsüzlüğün pozitif anlamda açıklanmasına en güzel yanıttır. Bu nedenle, insanların hoşgörülü olmaları, toplum düzenin korunması bakımından önemli bir ölçü kriterdir. Toplum için sorun olan şiddet ve hoşgörüsüzlük meselesi nasıl düzeltilecek ve sorun olmaktan nasıl çıkarılacaktır. Sorunun ortadan kaldırılması için adli ve idari yaptırımların yanında, çözüm yollarının bulunmasına ve birtakım önlenmelerin alınmasına ihtiyaç vardır. Bu bağlamda şiddet ve hoşgörüsüzlüğün nedenlerine inilerek türlerine göre, aşağıdaki çözüm yollarına bir an önce işlerlik kazandırılması önerilir.- Okulların eğitim ve öğretim programlarında; sosyal yaşam için gerekli olan uyum kurallarına özellikle şiddet ve hoşgörüsüzlük gibi benzeri konulara yer verilmesi,- Şiddet gösteren kişilerin sosyal, psişik ve cinsel sorunlarının tespiti ile giderilmesi için uyumsuzluk sebeplerine göre, sosyal hizmet, psikolog, psikiyatri ve benzeri uzmanlık alanları ile ilgili uzmanlardan kurulu özerk bir uzmanlık kurumunun kurulması ve bu kurumun başta eğitim olmak üzere, tedavi, rehabilite, sosyal yaşama uyum kazandırma gibi çalışmalar yapmasının sağlanması,- Kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamuya yararlı vakıf ve dernekler şiddet ve hoşgörüsüzlük konularında meslek içi eğitim vermeleri, toplum için sosyal yaşamda sorun olan şiddet ve hoşgörüsüzlük sorununun aşılabileceği düşünülür.