Dünya korona virüsü salgını ile boğuşuyor. Ancak Türkiye’de kadın cinayetleri bitmek bilmiyor.
Böyle gittiği sürece, Türkiye’de kadın cinayetlerinin ne yazık ki ardı arkası kesilmiyor. Özellikle korona virüsü salgını nedeniyle insanların evlerine kapanmasıyla birlikte ailede şiddet ve istismar olayları artış gösteriyor.
Geçtiğimiz yıl yüzlerce kadınlar cinayete kurban gitti. Emine Bulut, Ceren Özdemir bu kadınlardan sadece ikisi.
Maalesef son yıllarda kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri eğitimli, eğitimsiz, köylü, kentli, genç, yaşlı demeden korkunç bir şekilde, gün be gün artmaktadır. Son üç yılda binin üzerinde kadın cinayetlere kurban gitti.
Kadına yönelik şiddet ve bu cinayetler nedenine bakılmaksızın kesinlikle kabul edilemez. Kadınların tek suçu, kadın olması ve insanca yaşamak istemesidir. Artık yüksek sesle ve net bir tavırla, hiçbir
Bu ülkede kadınlar yaşamak istiyor. Kadın cinayetleri bireysel olaylar değildir. Toplumun kadına bakışı, kadının hak ve özgürlüklerinin tanınmaması, erkek egemen anlayışının değiştirilmeye çalışılmaması, kadın üzerinden yanlış söylemlere ve beyanatlara son verilmemesi ve kadının birey olmasının önüne devamlı olarak set çekilmesinin sonucunda gelinen noktadır ve toplumsal bir sorundur.
Caydırıcı ve uygulanabilir cezalar gelmediği sürece, bence bu cinayetler bitmez. Kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerini lanetliyor ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadına yönelik her türlü şiddet ve kadın cinayetlerine son verilmesi için gereğinin yapılmasını ve bu cinayet işleyen şahısların en ağır ceza il cezalandırmalarını temenni ediyoruz.