Geçtiğimiz hafta Türkiye, Giresun Bulancak ilçesinde yaşayan 86 yaşındaki Yakup Başkıran’ın vatan sevgisiyle çalkalandı. Suriye’de devam eden ‘’Zeytindalı Harekatında’’ Mehmetçiğe destek için Afrin’e gönüllü gitmek için Bulancak İlçe Jandarma karakolu komutanlığına dilekçe verdi.
Yakup Dede’nin vatan aşkı hepimizi duygulandırdı.Yakup dede gibi yüreğinde vatan sevgisi duymak, kişinin ulusunu sevmesinden kaynaklanır. Çünkü insansız toprak, vatan değildir. Vatan, bir kimliktir. Adı gibi soyadı gibi bir insanı tanımlayan en önemli özelliği, onun vatanıdır. Vatanından ayrılmak, ayrılmaya zorlanmak çok ağır bir cezadır. Üstelik çok da derin bir acıdır. Sevgilisi olmak, bireysel bir duygudur. Vatanı olmak ise toplumsal bir aşktır. Hiç bir evlat, babasının veya anasının sevgilisini özlemez. Ama her evlat, baba toprağına veya anasının vatanına hasret duyar. Kişinin kendisi bu dünyadan göç edip gitse de onun soyundan gelenler, hiç görmedikleri o toprakları merak eder. Atalarının vatanını sahiplenir.Bireyler fanidir ancak uluslar bakidir. Nesiller boyu vatan sevgisi sürer gider.
Vatan sevgisi, hafife alınacak bir şey değildir. Vatan sevgisi, aynı topraktan gelenleri ayıran değil, birleştiren bir duygudur. Türkiye, koskoca bir imparatorluktan geriye kalan son vatandır. Bu topraklar, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Arabistan ellerinde daha birçok yerde ‘benim de bir vatanım olsun’ diye yanıp tutuşmuş Türk ve Müslüman milyonların son güvenli limanıdır. Buna sahip çıkmaktan doğal ne olabilir?
Yakup Dede’nin sözleriyle yazımı noktalamak istiyorum; "Afrin’de yapılan Zeytin Dalı operasyonuna kendi adıma Bulancak İlçe Jandarma Komutanlığı’na yazılı olarak bu operasyona gönüllü katılmak istediğimi beyan ettim ve dilekçemi torunlarımla birlikte komutanlığa sunduk.Hedef kızıl elma.Her Türk asker doğar.Biz askeriz.Erzurum’da 3 yıl yaptım askerliğimi. Konu vatansa canımızı vermeye hazırız"