Engellilerin yaşadıkları zorlukları anlamak ve onların yaşamını kolaylaştırmak hepimizin görevi olsa gerek. Birer duyarlı insan olarak hepimiz onları anlayışla karşılamalıyız. Günün birinde aynı zorlukları yaşamaya adayız. Engelsiz bir dünyayı el ele gönül gönüle kurabiliriz. Engelli olmak üretime engel değildir. Yeter ki fırsat verilsin.
Ancak hepimizin bilmesi gerekli olan gerçek, yaklaşık 4.800.000 engellimizin var olduğudur. Siz çoğunu görmezsiniz onların. Sokağa çıkamadıkları için… Ayrıca bizde ‘Engelli’ denilince, bedensel engelliler (görmeyenler, duymayanlar, kolu bacağı olmayanlar) anlaşılıyor. Zihinsel engelliler, içedönükler, yaşlılar da var biliyorsunuz.
Örneğin yaşlılar, artık gençliklerindeki gibi değildirler. Yeterince hızlı davranamazlar sokakta, şurada, burada… Adım boyları daha küçülmüştür. Taraklayarak yürürler. Ayaklarını yeterince kaldıramazlar. Bu nedenle kaldırımların, kamu yapılarındaki merdivenlerin basamak yüksekliklerini buna göre yapmak gerekir. Engellilerin durumunu sen-ben anlayabiliriz ama kuruluşlar özellikle belediyeler anlamak, her şeyi onlara göre düzenlemek zorundadırlar. Öyle durumlar var ki gençler, sağlam olanlar onları bilmeyebilirler. Hani Orson Welles’in bir şarkısı var ‘Ben gençlik nedir bilirim.
Sen yaşlılığı bilemezsin’ der. Onun için engelli kardeşlerimize bir hafta değil her gün sahip çıkmalıyız.