Yılmaz Hocam,arkadaşım,hemde geçmiş yıllarda Bulancak Lisesi’nde beraber çalıştığım değerli bir dost. Şemşettin mahallesi Aile mezarlığında 9 Eylül cumartesi günü ebedi yolculuğuna uğurlandı. Şüphesiz her nefis ölümü tadıcıdır ama bizim inancımıza göre ölüm, 'hiçlik' değil, 'yokluk' değil; "bir fani dünyadan ebedi aleme göçüş" tür, yeni bir hayatın başlangıcı, ruhun Allah'a kavuşmasıdır.
1980'li yıllar Bulancak’ın Yılmaz Hoca'sı, Ülkücü Yılmaz kardeş, Türk Milliyetçisi, dava adamı, öğretmen, bütün bu insani meziyet ötesinde gerçek bir dost…Çocukluk ve gençlik yılları Bulancak’ta geçen Karadeniz’in bu yiğit evladı hayatının her safhasında kendi düşüncesinden taviz vermeyerek emsalsiz bir mücadele örneği vererek gerçek bir dava adamı şuuru ile yaşamıştır.
Bulancak Lisesinde okurken dönem arkadaşımdı.Okulda öğrencilere yeterki okusunlar düşüncesiyle biriktirdiğimiz harçlıklarla kitap alır arkadaşların okumasını sağlardık.
Bulancak’ta farklı okullarda Edebiyat öğretmenliği yaptığı yıllarda Bulancak’ta Türk Milliyetçiliği mücadelesini yürüttü. Bulancak’ta Ülkü Ocakları'nın, kuruluşuna öncülük etti, başkanlığı ve yöneticiliğini yaptı.Sürekli okuyarak kendini geliştiren biri idi.
Çevresinin bu mert, bu yiğit delikanlısı, bu genç ve ülkücü Edebiyat öğretmeni; babacan samimi tavırlarıyla kısa sürede Bulancak insanının gönlünde yer edinmiş, onların da vazgeçemeyeceği bir şahsiyet olmuştu. Zaten vazgeçilmesi de çok mümkün değildir; çünkü o bu vatan coğrafyasını bir aşk derecesinde seven ve bu memleketin her insanının derdine bir ibadet aşkıyla derman olmaya çalışan koca yürekli biri idi.Yılmaz Hocanın hedefi kendi ideal dünyasını öğrencilerinde şekillendirmekti. Dost canlısı, vefalı, fedakar, kıymet bilir, kelimenin tam manası ile adam gibi adamdı.Delikanlılık onun şahsında ete kemiğe bürünüp bir yaş sınırı olmaktan çıkar, sağlam bir karakter haline dönüşürdü.
Yılmaz Karabaş kendi davasına inanmış, nesildaşları Milliyetçi Hareketin siyasi lideri Devlet Bahçeli’nin "Yeni ufuklara doğru" diye işaret ettiği Türk Milletinin büyük geleceğini inşa edecek, vatanperver, bilgili ve şahsiyetli kanaat önderleri ve ülkücü kadrolar yetiştirmek azmiyle adeta gecelerini gündüzlerine katarak, yüksek bir çalışma temposuyla hizmete koşuyordu.
65 yaşına kadar öğretmenlik yapan Yılmaz Karabaş hizmetleri süresince daima adından söz ettiren bir öğretmendi.
Hayatının son aylarında menhus bir hastalığın pençesinde, büyük acılar içinde kıvranırken bile elinden kitabı bırakmadığı söyleniyor.
Bulancak’ta ağırlaşıp Ordu’da yoğun bakıma alıncaya, arkasından Giresun Eğitim Araştırma hastaneye getirilmesi sırasında kendisini telefonla aradım ve aramızda şu kısa konuşma geçmişti:- ‘’Yılmaz Hocam hürmetler sizin için yapacağımız bir hizmet var mıdır?- Sağ olasın Erol Hocam. Hizmeti yaptın işte telefonla aradın hatırımızı sordun ya bu yeter.’’Aziz Yılmaz Hocam Nur içinde yatasın. Mekânın cennet olsun.