Hazan mevsiminin son ayı ve bugün ilk günde merhaba demek istedim Kasım ayına. Güz ayları bir başka anlam oluşturur gönüllere.
Ortamın aşkı çağrıştıran havası ve sevdalı yüreklerdeki durumunu. Özellikle bu mevsimde oluşan melankolik davranışları bizleri bunları söylemeye zorluyor sanki bende. Geçmişte kalan bir anısı saklıdır bende.’’Yine aylardan Kasım/Sanki sende kaldı bir yanım/Her nefesim her anım/Sanadır canım./’’ Cemal Süreya’nın söylediği gibi:’’Şimdilerde altından geçtiğim bütün ağaçlar, yapraklarımı dökülüyor, Havada hazan var, yüreğimde hüzün.’’kelimeleri ile kaleme döktüğü sonbahar hazanın hüzne dönüştüğü aydır Kasım.
Elbette Kasım’da aşk başkadır. Çünkü bize ölümsüz aşkı anlatır.Mustafa Kemal Atatürk’ü...Her yıl 10 Kasım gelince hatırlanan değil,her zaman kalbimizde yaşayan yine atasına koşacak çocuklar,gençler ve Atatürk sevdalıları. Saat 09’u 5 geçe hayat birçoğumuz için bir dakika duracak.
Bilmeyen, duymayanlar için hatırlatmakta yarar var. Atatürk’ün vefat günü olan 10 Kasım 1938 günü İtalyan radyosunun yaptığı anons dünyada yankı uyandırmıştı.’’Sezar, İskender, Napolyon ayağa kalkın, büyüğünüz geliyor’’.
Sonra 24 Kasım Öğretmenler günü var. Çiçeklerle, hediyelerle koşulacak öğretmenlere. Oysa öğretmenlerimiz yılın tek günü değil tüm yıl boyunca görevlerinin hakkını vererek yapıyorlar.
Yazımı rahmetli Yıldırım Gürses’in kendisiyle özdeşen ölümsüz bir şarkısıyla bitiriyorum.
‘’Düşen bir yaprak görürsen/Beni hatırla demiştin/Biliyormusun seni ben/Sonbahar’da sevmiştim/ Her sonbahar gelişinde/Sarı sarı yapraklarla/Kuru dallar arasında/Sen gelirsin aklıma.
Sağlıklı, huzurlu ve mutlulukla donanmış başka hazanlar daha çok yaşarız hep birlikte inşallah. Bunu herkes için yürekten dilerken selam, sevgi ve saygılarımında kabulünü rica ederim. Hoşça kalın, hep sağlıcakla olun. Haftaya Salı bir başka yazıda buluşmak üzere...