16 Nisan 2017 anayasa referandumu'nda kabul edilen başkanlık sistemine göre
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Türk milletinden tek adam yetkisini aldı.
Bu yetkiyle birlikte Başkomutanlık görevini de üstlenen Cumhurbaşkanımızın tek başına savaş kararı alma yetkisi var.
Tek başına OHAL. ( olağanüstü hal) ilan etme yetkisi var.
Tek başına Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütçesini yapma yetkisi var.
Görevi süresince ve görevi bittikten sonrada kimsenin kendisini denetleme yetkisi yok.
Yani tek başına sahip olduğu yetkiler ile, bu memleketi batırır da, çıkarır da.
Bunları niye yazdım biliyormusunuz?
Her fırsatta demokrasiden bahseden zihniyetler bilmeli ki;
Cumhurbaşkanı bu yetkiyi kendi almadı.
Demokrasinin gerektirdiği demokratik bir seçim sonrası halktan aldı.
Yaklaşık beş ay önce yapılan yerel seçimler sonucunda, başta İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere Türkiye genelinde birinci parti olarak CHP çıktı.
Yıllardır yerel ve genel bütün seçimleri kaybeden CHP açık ara kazandığı bu seçimler sonrası millet artık uyandı dedi.
Aslında Millet hiç uyumadı ki!
Bu gün seçim olsa, inanıyorum ki, tablo yine eski haline döner.
Hani her insan, çocuğu kendi istediği gibi yetişsin, kendi istediği gibi davransın ister.
Fakat, ne yaparsak yapalım, her çocuğun kafasında ayrı bir dünya vardır.
Biz, çocuklarımızı kendi kafamızdaki dünyaya çekmek istedikçe, çocuklar bizden daha çok uzaklaşır.
Yani çocuğumuzda olsa, dünya hiç bir zaman bizim istediğimiz şekilde dönmüyor.
Yerel seçimler biteli yaklaşık beş ay oldu.
Yerel seçimler öncesi yetkiyi alanlara bakıyorum,
Milyonların yaşadığı şehirlerde İstediğini yapıyor, İstediğini yıkıyor.
Biz çoluk çocuk okutacağız diye anamız ağlıyor.
Onlar istediğini işe alıyor, istediğini çıkarıyor.
Bir partinin peşinde dönüyorum diye,
Hayat kimseye bu kadar basit, bu kadar bedava olmamalı.
Cennet Bulancak dediğimiz memleketimiz sahil yolu geçmeden önce denizle iç içe, sahil boyu kumsalı ile gerçekten cennet gibiydi.
Tek adamların aldığı karar sonucu;
Bugün ne yaparsak yapalım, yaptıkça sahilden daha da uzaklaşıyoruz.
Valiler
Belediye başkanları
Kulüp başkanları
Hakimler
Savcılar
Yani yetkiyi alan herkes memlekette tek adam gibi.
Unutulmaz Vali Recep Yazıcıoğlu da tek adam gibiydi.
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk de tek adam gibiydi.
Bıraktıkları eserlere,
Bıraktıkları izlere bakarsak,
Memlekette sorun tek adam olmakta değil.
Adam olmak da!