Bir anneler günü daha geldi geçti…
Bazı değerler vardır hiçbir zaman bitmez.
Onlardan bir tanesi de “ANNELER GÜNÜ” dür.
Bu değerli gün öğle bir gündür ki, yıllar boyu kutlansa yine ödeyemezsin o hak gününü.
Bilen bilir o günün değerini.
Bir anne düşünün dokuz ay on gün seni karnında taşıyor.
Seni taşırken hem de çalışıyor.
Sen karnında iken, sana zarar gelmesin diye bütün fedakârlıkları yapıyor.
Dünyaya geldiğimizde, geceleri uyumuyor, gündüzleri yorulmuyor,yavrusunu yetiştirmek için annelik görevini aksatmıyor.
Yemeyip yediriyor…
İçmeyip içiriyor…
Hastalandığında yanından ayrılmıyor.
Büyütüyor…
Okutuyor…
Hep kendinden fedakârlıklar yapıyor.
Bir düşünelim o geçmiş mazileri…
Peki, bizler acaba onların fedakârlıklarının kaçta kaçını yapabiliyoruz?
O yapılan fedakârlıkların karşılığını bir gülle, bir çiçekle, bir hediye ile bir günde ödü ye biliyor muyuz?
Benim aciz düşüncem:
“Annemiz vefat edene kadar kuş sütü ile besleyip hep yanında kalsak, o haklar ödenemez.”
Tabii ki hemen karşılığı hazır:
Bugünkü imkânlar elvermiyor o denli fedakârlıklara…
Verir… Verir…
Nasıl ki o anne ana rahminden sonra seni bu hale getirinceye kadar tüm imkânsızlıkları imkâna çevirerek seni yetiştirdi ise, sende istersen o imkânları yaratabilirsin.
Sözün kısası öyle bir günle anaların hakkı ödenmez.
Sağlıkla kalın. Emdiğiniz sütü helal ettirin.