Bu günlerde yine hastanelerde doktorsuzluktan yakınıyor halk ve bilhassa poliklinikte yığılmalardan. Basında bunları okuyunca bir vatandaşımızın anlattığı olayı hatırladım.
Adama gece saat dokuz gibi bir telefon geliyor. Beyim çok rahatsız, baş dönmesi, istifra,
ne olur gelinde hastaneye yetiştirelim deyince arabaya atlayıp gidiyor. Adam hakikaten istifra ediyor ve başım dönüyor, sanki başım çatlar gibi ağrıyor diyor. Hastayı alıp hemen hastanenin aciline götürüyorlar. İki kişinin kolunda hasta içeriye götürülüyor. Hastayı o halde gören bir görevli yan taraftan girin de içeri, bir yere yatırın diyor. Hastayı bir sedye yatırıp doktora haber vermek için içeri giriyor. Doktor hanım bir hastamız var çok acil bir bakar mısınız diyor. Doktor hastanın adını sorup bilgisayara bakıyor ve şöyle diyor. Siz on dört kişiyi atlayıp içeri nasıl girdiniz? Nesi var ki hastanın? Baş dönmesi ve dediklerin acil değil, hasta dışarıda sırasını beklesin.
Adam diyor ki:
Doktor hanım hastanın tansiyonu da yüksek ev de bakmışlar diyor. Arkadaşlar hastayı içeri getirip sedye ye yatırıyor. Hemşire bir tansiyon aleti alıp tansiyonu ölçeceği an doktor yerinden kalkıp gelerek o tansiyon aleti yanlış ölçüyor şunun la ölçün diye başka bir alet gösteriyor. Tansiyon ölçülüyor dokuz buçuk, on dört buçuk.
Doktor: Dokuz a on tansiyon yüksek tansiyon değil dışarı çıkarın sırasını beklesin diyor.
Hasta yakınları biz bu hastayı bekletemeyiz, başka hastaneye götürelim diyorlar.
Doktor: İstediğiniz yere götürebilirsiniz diyor. Bizden ne imza alındı ne ilk müdahale yapıldı.
Hastayı alıp başka bir hastaneye götürdük. Orada hemen müşahede altına alıp gerekli tedaviyi yapmaya başladılar.
Şimdi gelelim neticeye:
Doktor yeni, birazda tecrübesiz herhalde, bu hasta dan önce de bir memurla nizalaşmış.
Acil de hasta çok, sırada on dört hasta var, daha da geliyorlar.
Doktor iyice bunalmış hem de doksan beşe yüz kırk beş tansiyonu normal, hem de baş dönmesi, mide bulantısının acil olmadığını diyecek kadar.
İşte bu nedenlerle acil servislerde en az iki ,üç doktor olmalı.
Gelelim hastaneler de yığılmalara.
Sabahları hiç hastane poliklinik kapılarını gördünüz mü? Orada bazen insan nefes almakta bile güçlük çekiliyor. Bunun önlenmesi için Avrupa’daki gibi hastaları hastanelere Aile hekimleri yönlendirmeli.
Önce Aile hekimliği yeterli cihazlarla donatılmalı…
Öyle başım ağrıyor, karnım gogurduyor diyen hemen hastaneye koşmamalı.
Öncelikle Aile hekimliği tarafından tetkik ve tedavi edilmeli lüzum görüldüğünde hastaneye gönderilmeli. Aile hekimleri ilaç yazmadan kurtulmalı, o iş için ayrı bir bölüm oluşturulmalı ki Aile hekimleri daha iyi hizmet edebilsin.
Sağlık her şeyden önemlidir.
Sağlıklı yaşam için her şeyden önce stresten kurtulun…
Mutlu, stressiz günler sizinle olsun.