Son zamanlarda TV ler iki konu üzerinde gün geçmiyor ki bir haber yayımlamasınlar.
Birisi hırsızlık…
Diğeri kadın cinayetleri…
Saniyeler içinde milyonluk arabaların farlarını, sen sörlerini söküp götürüyor.
Adamlar kuyumcuları hedef almış, gün geçmiyor ki bir kuyumcu silahlı soyguna uğramasın.
Yine çoğu zaman bilhassa yaşlıları dolandırıp altınlarını çalıyorlar veya gasp yoluyla onları soyuyorlar.
Bunun gibi daha birçok çeşitli hırsızlık, dolandırıcılık vakaları…
Bu vakalar son zamanlarda biraz daha fazlalaşsa da, yıllardır böyle devam etmekte.
Peki…
Çalan suçluda, bunları satın alanlar suçlu değil mi?
Muhakkak ki onlarda suçlu ve yakalanınca onlarda ceza almaktadırlar.
O zaman akla neden alıyorlar sorusu geliyor.
Demek ki verilen cezalar yeterli gelmemekte.
Esas alanlara ağır cezalar verilmeli ki bir daha çalınmış mal almaya cesaret edemesinler.
Alınan malların menşei öğrenilmeden alınırsa ve yapılan kontrollerde yakalanana öyle cezalar verilmeli ki bir daha hırsızlık malı almasınlar.
Onlar almayınca çalınan malı elinde kalacağından bu işten vaz geçmek zorunda kalırlar.
Çalınan cep telefonları, çalınan altınlar bunun gibi daha birçok hırsızlık mallarını alanları tespit etmek bu kadar zor olmasa gerek.
Din nende, kanun nende hırsızlık ve çalınan malları almak suç olduğuna göre cezalarda caydırıcı olmalı.
Sağlıkla kalın.
Korona dan kendinizi koruyun.
Maske, mesafe, temizlik ve muhakkak “AŞI “