İsmet BEKTAŞ
Köşe Yazarı
İsmet BEKTAŞ
 

ÖNCE İYİCE OKU SONRA KRİTİK YAP!

4 Eylül tarihli köşe yazımda neden hep uzakları seçeriz diye bir yazı kaleme almıştım. Bazıları bu yazının içeriğini iyice anlamamış veya yazıyı iyice okumamış olacak ki bu yazı ile ilgili yorumlara kalkmışlar. 1970lerden beri çeşitli gazetelerde haber muhabirliği, araştırma ve köşe yazarlığı yapmaktayım. Her zaman yazılarımla ilgili yorumlara açık bir kişiyim. Hiç bir zaman yakınlarımın görmek istedikleri yerlere gitmelerine engel olacak değilim. Onların ve hatta herkesin ufkunu genişletmek için imkânları varsa dünyayı dolaşmalarını isterim. Başkaları gibi yağcılık yapmak için veya başkalarına yaranmak için bir yazıyı kaleme almadım da, almam da.  O tarihteki yazımın ana konusuna gelince: Her şeyden önce dünyanın en güzel tabiat varlığının olduğu bölgemizi değerlendirelim. Herkese tanıtmak için çalışalım. Birçoğumuz yanı başımızdaki Sümela Manastırını görmeden, bilmezken ta Egelerdeki Efes Antik kentini anlatırlar. Muhakkak oraları da göreceğiz fakat önce yakınımızdakiler hakkında bilgi edineceğiz. En az tuza sahip olan Karadeniz in berrak sularını tatmadan Akdeniz in tuzlu(Hem de denizden çıkınca, hemen duş almadan edemediğin)sularını aramak herkesin kendi isteği ile ilgilidir. Ona saygı duyarız… Biz kendi yöremize değer vermezsek başkalarına nasıl tanıtım yapabiliriz? OFRAN tesislerini örnek aldığım da, bunu gibi onlarca tesisimizin sahillerimizde olduğunu da o yazımda belirtmişimdir. Zamanı gelince onlardan da yazılarımda bahsedeceğim elbette. Evet, bir kritiği yaparken o yazının içeriğini iyice okuyup öyle yapın. Ne diyeyim… Anlayana sivrisinek saz, Anlamayana davul zurna az. Sağlıcakla kalın.
Ekleme Tarihi: 11 Eylül 2018 - Salı
İsmet BEKTAŞ

ÖNCE İYİCE OKU SONRA KRİTİK YAP!

4 Eylül tarihli köşe yazımda neden hep uzakları seçeriz diye bir yazı kaleme almıştım.
Bazıları bu yazının içeriğini iyice anlamamış veya yazıyı iyice okumamış olacak ki bu yazı ile ilgili yorumlara kalkmışlar.
1970lerden beri çeşitli gazetelerde haber muhabirliği, araştırma ve köşe yazarlığı yapmaktayım.
Her zaman yazılarımla ilgili yorumlara açık bir kişiyim.
Hiç bir zaman yakınlarımın görmek istedikleri yerlere gitmelerine engel olacak değilim.
Onların ve hatta herkesin ufkunu genişletmek için imkânları varsa dünyayı dolaşmalarını isterim.
Başkaları gibi yağcılık yapmak için veya başkalarına yaranmak için bir yazıyı kaleme almadım da, almam da.
 O tarihteki yazımın ana konusuna gelince:
Her şeyden önce dünyanın en güzel tabiat varlığının olduğu bölgemizi değerlendirelim. Herkese tanıtmak için çalışalım.
Birçoğumuz yanı başımızdaki Sümela Manastırını görmeden, bilmezken ta Egelerdeki Efes Antik kentini anlatırlar. Muhakkak oraları da göreceğiz fakat önce yakınımızdakiler hakkında bilgi edineceğiz.
En az tuza sahip olan Karadeniz in berrak sularını tatmadan Akdeniz in tuzlu(Hem de denizden çıkınca, hemen duş almadan edemediğin)sularını aramak herkesin kendi isteği ile ilgilidir. Ona saygı duyarız…
Biz kendi yöremize değer vermezsek başkalarına nasıl tanıtım yapabiliriz?
OFRAN tesislerini örnek aldığım da, bunu gibi onlarca tesisimizin sahillerimizde olduğunu da o yazımda belirtmişimdir. Zamanı gelince onlardan da yazılarımda bahsedeceğim elbette.
Evet, bir kritiği yaparken o yazının içeriğini iyice okuyup öyle yapın.
Ne diyeyim…
Anlayana sivrisinek saz, Anlamayana davul zurna az.
Sağlıcakla kalın.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.