Her gün en az doksan kişiye yakın bir hasta kabulü… Bunların bir kısmı muayene ve muayene sonu tahlile gönderme… Tahlile gidenlerin, tahlil sonuçlarını tekrar doktoruna getirip göstermesi… Doktorun bu tahlil sonuçlarına göre karar verip reçete yazması… Sizce bir doktorun sakin kafayla hastası ile ilgili doğru teşhis koyabilmesi için kaç dakikaya ihtiyacı var? İşte bunu düşünerek yoğun bir hasta kabulüne mecbur kalan dahiliye bölümü en az 3 uzman doktorla faaliyet göstermeli. 5 Aralık 2018 saat dokuz gibi Bulancak Devlet Hastanesi dahiliye polikliniğine kullandığım ilacın raporunu yeniletmek için müracaatta bulundum. Hasta kabuldeki görevliler dahiliye bölümüne kayıt yapamayacaklarını çünkü şu ana kadar 80 hasta kayıt yapıldığını ancak doktorun kabulu olursa kayıt yapabileceklerini söylediler. Doktorun odasına gidip durumu anlattım. Sağolsun bir kâğıt imzalayarak verdi. Bende o kâğıtla kaydımı yaptırıp sıramı beklemeye başladım. Bu arada araştırmalarıma devam ettim. O gün dahiliye doktorlarından birisi acil bir sebepten dolayı izinde imiş. Tüm hastalar doktor Tülay hanıma kalmış. Eh ne yapsın bir doktor? Elinden geldiğince onca hastalarına şifa bulmakla uğraş veriyor. Bulancak gelişti, nüfus kalabalıklaştı. Hastane ne kadar dört dörtlük olsa da 3 kadroya sahip olan dahiliye doktorları tamamlanırsa bu hastane yıldızını da alır. Çünkü en kalabalık hasta bu bölümde… Çağımızın hastalığı; herkes tansiyon hastası, herkes şeker hastası denecek durumda… Evet, gelelim hastanenin genel durumuna. Hastaların yattığı odaları gezdim. Odalar yıldızlı otel odaları gibi tertemiz. Çoğunlukla odalar iki kişilik. TV’leri var, tuvalet ve lavaboları oda içinde, her taraf pırıl pırıl tertemiz. Doktorlar her gün gelip en az iki defa hastalarını ziyaret ediyor. Daha ne olsun. Bu hususta hastane yetkililerini kutlamak gerek. Tabii ki muhakkak bazı noksanlıklar olacak koskoca hastane bu, zamanla daha da gelişeceğine ben eminim. Sağlıkla kalın, doktorlarınıza inanın…