Zaman su gibi akıp geçti, yine Kurban Bayramı geldi…
Her Kurban Bayramı olduğu gibi, inananlar ve gücü yetenler kurbanlarını keserek ibadetlerini yapmış olacaklar.
Olacaklarda:
Her Kurban Bayramında olduğu gibi.
Hayvanların İşkembesinden çıkanlar yine çayırlarda yığılı kalacak mı?
Kesilen hayvanlardan kalan atık kısımlar yine etrafa saçılacak mı?
Kesilen hayvan kanıyla çeşme önlerimiz, develerimiz yine kıpkırmızı olacak mı?
Daha bunun gibi birçok Hijyenik olmayan usullerle kurbanlar kesilecek mi?
Yoksa!..
Belediyelerin, muhtarların ayırdığı temiz, her imkana sahip yerlerde sıra ile kurbanlarımızı kesecek miyiz?
Kendi bahçelerimizde de yetkililerce müsaade edildiğinde kurbanlarımızı elbette ki kesebiliriz…
Yalnız…
1.Çocukların yanında kurban kesmeyelim.
2.Akan kanı, bir çukur kazıp oraya akıtıp sonra üzerini kapatalım.
3.İşkembeden çıkanları bir yer kazıp gömelim.
4.Kesilen kurbandan çıkan ve kullanılmayan kısımları bir yerde, toplayıp gerekli tedbirlerimizi almalıyız.
İşte bu ve bunun gibi birçok tedbirlerimizi alarak kurbanlarımızı keserse yapmış olduğumuz işin sevabına tam erişiriz. Hem de çevremizi temiz tutarak mikrobik hastalıklardan koruruz.
Muhakkak birçoklarımız bunların hepsini hatta daha fazlasını yerine getiriyorlar.
Şimdiden Allah kesecek olduğunuz kurbanların sevabını dünyada ve ahirette karşınıza çıkarsın…
Bugün ki yazımı bir fıkra ile noktalamak istiyorum;
Temel, Fadime aşıktır.
Fakat Fadime Temel’e pek yüz vermez.
Bir gün kurbanlık almak için Fadime pazara gider.
Temelde o gün orada imiş Fadime’yi görünce yanına gelir,
‘-Fadime ne olur bu sene ben senin kurbanın olayım’ der…
Fadime hemen cevabı yapıştırır:
‘-Temel hiç kusura bakma karar verdim bu sene öküz kesmeyeceğim’ der.
Okurlarımın ve inanan herkesin Kurban Bayramını kutlarım.