Her gün bir ayrı olay… Her gün ayrı bir vaka… Her gün ayrı bir gündem… Zaten gündem yaratmaya lüzum yok, çünkü gündem kendiliğinden oluşuyor. Sabah televizyonu açmaya sakınır olduk diyor vatandaş. Çünkü televizyon açar açmaz: Ya karısını öldüren adam… Ya tecavüz veya taciz edilen kadınlar… Ya çocuk istismarı… Ya öğretmene saldırı veya öldürmek… Ya evi soyulan mağdur… Ya kapkaççı ya çantasını kaptırmış bayanın yakınmaları…(Bilhassa büyük şehirlerde) Ya şehrin ortasında iki grubun çatışmaları… Ya yangınlara ne demeli… Hele hele trafik kazaları, birde üstüne iyilik bu kazalar taa en ince teferruatına kadar televizyon ekranlarında göstermeler… Bir de basını ele alacak olursak… Gazetelerin üçüncü sayfalarını açmaya insan tereddüt ediyor. Bu yukarıdaki saydıklarımın çoğu birçok gazetelerin üçüncü sayfasında yer alıyor. Hatta daha fazlalarını bu sayfalarda bulabilirsiniz. Eskiden bu gibi vakalar ender duyulur, görülürdü. Bilmiyorum acaba eskiden de bu kadar çok vakalar oluyordu da biz mi duymuyor, görmüyor muyduk? Yoksa teknoloji ilerledikçe, insanlar çoğaldıkça ve yabancılar bir memlekette çoğaldıkça mı bu olaylar çoğalıyor, bizler işitip görüyoruz. Güvenlik yetersizliği desek: Her gün baskınlar yapılıyor, asayiş taraması yapılıyor, onlarca insan suçüstü yakalanıyor öyle ise bu olaylar neden bu kadar çoğalıyor? Kanunlar yetersizse yeni kanunlar çıkartılmalı… Eğitimde geride isek, eğitime önem verilmeli… Her ilin güvenlik teşkilatı artırılıp demokrasinin verdiği anasal güçleri zamanında ve yerinde kullanmalı… Yetkililer muhakkiki bu olayların önüne geçilmesi için daha iyisini düşnür ve bilirlerdir. Herkesin elinde bir bıçak, herkesin belin de bir silah olmaması temennimizdir. Bilhassa hırsızlık vakalarının cezaları artırılmalı, örnek ve caydırıcı olmalıdır. Sağlıcakla kalın… Mutlu yaşamaya bakın…