Bir öğretmenler günü daha geride kaldı.
Anıldı, kutlandı, ismi göklere çıkarıldı, şaşalı, debdebeli sözler söylendi.
O gün öğretmenlik hep imrendirici meslek oldu.(Esasında imrendirici bir meslek).
Çiçekler geldi.
Telefonlar edildi.
Kutlamalar peş peşe geldi.
Gurur verici sözlerle yazılar yazıldı.
Vee…
Ve böylece o gün bitti her şey normale döndü.
O gün öğretmenlere tatil oldu mu?
Hayır…
O gün tüm öğretmenler yapılan herhangi bir programa davet edildi mi?
Hayır…
O gün öğretmenler ödüllendirildi mi?
Hayır…
O gün Milli Eğitime emeği geçen emeklilere mesajla bile olsun aranıp nasılsınız diye soruldu mu?
Hayır…
EYT ve 3600 verildi mi?
Hayır…
İşte bizim öğretmenler günümüz her yıl böyledir.
O gün anılır ve biter!
Buna rağmen öğretmenlerimiz üzülmez.
Neden biliyor musunuz?
Onları unutmayan talebeleri, sevenleri yakınları, onların bilhassa (emeklileri)anneleri, babaları kadar emeği geçenlerden bilip çiçeklerle, telefonla, mesajlarla onları onurlandıranlar işte o emeklilerin gönüllerini fethetmişleridir.
Ne mutlu kendilerine bir harf öğreten öğretmenlerini unutmayanlara…
Ne mutlu çalışan ve emekliye ayrılan öğretmenlerine bir nebzecik saygı duyanlara.
Ne mutlu bizi yetiştirip bu seviyeye getiren öğretmenlerdir diyenlere.
Sağlıkla kalın.
Sizlere bir harf öğretenleri unutmayın.