Aksini söyleyen var mı? Eskilerde varmış… Dönmüyor… Tepsi gibi düz… Öküzün boynuzunda… Öküz sallandıkça deprem oluyor… Üzerinde yaşadığımız dünya için daha neler söylendi neler! Halende söyleyenlerin olduğu rivayet edilmekte… Olabilir. İnsanoğlunun zekâsı kıt, ufku geniş olabilir. Herkes kendi düşüncesini benimserse yaşamın ne anlamı kalır. Dünya kuruldu kurulalı başkalarının düşüncelerine duyarsız kalmanın neticesi hep ikilikler, hep kavgalar hatta harpler ve büyük savaşlar bu yüzden çıkmadı mı? Bir küçük kıvılcımı hiçe sayarız ama bir kıvılcımın bir ormanı küllettiğini görünce anlarız, küçük bir kıvılcımın nedenli büyük alevlerin oluşturduğunu… Devran dönüyor, herkes bildiğini okuyor. “Hiç bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu?” demiş atalarımız. Bu sözün ulviliği bilinse bu durumlar meydana gelir mi? Şimdi bilmeyenler, bilenlerden daha üstün tutuyor kendini. Her şey değişiyor, herkes kendi düşüncesinde inatlaşıyor.  Bir kısır çekişmedir gidiyor. Bilenler susuyor, bilmeyenler sormuyor. Eğitimimiz Arap saçına döndü.  Karma karışık.  Her gün bir sistem değişiyor. Her an yine değişebilir! Neden yıllardır bu eğitim sistemimiz bir temele oturtulmadı? Bu olmadı bir daha, o olmadı bir daha… Sonunda dünyanın dönmediğini mi ispat edeceğiz? Çocuklarımızın istikbali, milletimizin geleceği demektir. Biz millet olarak istikbalimizi daima yükseklerde tutmaya alışmış bir yüceliğiz. Milli Eğitim Şuramız nerede, neden uzun vadeli bir program hazırlayıp önermiyor. Öyle bir eğitim sistemi hazırlamak için seksen bir ilin en alt kademesinden en yüksek kademeye kadar eğitimcilerin fikirleri alınıp onlardan istifade edilmeli. En iyi bilenler eğitim ve öğretimi bizzat tatbik edenlerdir…(Bunlardan alınan fikirler rapor haline getirilmeli). Kürsüde nutuk atmak değil, o nutku hazırlamak önemlidir. Yoksa Dünya dönüyor demekle dünyanın döndüğünü ispat etmiş olamayız. Sağlıklı kalın, mutlu yaşayın.