Sahamızda oynadığımız 6 puanlık Ümraniyespor maçında yenildik. Yenmiş olsaydık düşme hattında bulunan takımla aramızdaki puan farkı 5 olacaktı. Ama şimdi sadece 2’ye indi. Kötünün ötesinde çok kötü oynadık. Biz Ümraniyespor’dan daha yetenekli ve kaliteli oyunculara sahibiz. Ancak savunmada ve gol atmada sorunlarımız var. Bu düşüncemde bu yenilgi ile haksız çıkmadığım gibi, hücumda yetenekli ve kaliteli ayaklarımız olduğunu da gösteremedik. Organize atak geliştirmekten uzak, bir görüntü çizerek bireysel top taşımalarla rakip ceza sahasına ulaştık. Oraya geldiğimizde nefesimiz yetmedi. Fakat son iki maç kusurlarımızı gidermediğimizi de yüzümüze çarptı. Neydi bunlar? Makine düzeninde oynayan otomatikleşmiş bir oyun. Diğeri de mental olarak kırılganlıklarımız. Deplasmanda Galatasaray, Fenerbahçeyi yenip daha güçsüz takımlara takılmamız veya Ümraniyespor’a karşı daha dirençli duramadığımız örneklerinde olduğu gibi mental sorunlarımız bir anıt (!) gibi duruyor.
Her zaman yazdığım gibi bu takıma golcü takviye oyuncular gerek. Bizim en büyük rakiplerimizden biri olan Ümraniyespor’a sahamızda yenilmemiz bize 6 puan kaybettirirken, rakibe 6 puan kazandırdı. Elimize gelen fırsatı kaçırdık. İlk yarının son maçı Antalya’da Antalyaspor ile. Ancak bu maçı alırsan eğer belki telafi yoluna gidersin. Ama hangi futbolla? Görünen köy kılavuz istemiyor. Ceza sahasında sıfır noktaya geliyorsun, topu kaleye şutlaman gerekirken geriye pas çıkarıyorsun olacak gibi değil... Ne dersek boş...Gidişat hiç de iyi değil.