Sonuçta Galatasaray’la oynuyorsunuz. Dünyaca ünlü futbolcuları var. Sakin ve telaşsız oynuyorlar. Topa hakimler. 45 dakika aslında biz onlarla başa baş oynadık. Son vuruşlarda hep yetersiz kaldık. İlk yarının son dakikasında bizim aleyhimize verilen penaltıyı Onurcan kurtardı. Ancak uzatma dakikalarında uzaklaştıramadığımız toptan kalemizde golü gördük. Giresunspor  bazı maçlardan puan alıyor  ama yalnız bu yeterli değil. Bizim standardımız ve seviyemiz daha yüksek olduğu için bu oynanan oyunlar; çok bireysel, doğaçlama, günlük, anlık yetenekle çözülecek oyunlara dönmeye başladı. Saha içi organizasyonumuz eksik, alan yaratma ve alanı kullanmada ortak akıl üretemediğimiz gibi temel oyundaki yapısal bozukluklar yalnız güçsüz takımlara gol atınca ortadan kalkmıyor. Çünkü bizi bekleyen oynayacağımız önemli maçlar var. Bu takımın daha fazla gelişime ihtiyacı olduğu net bir şekilde görülüyor. Onurcan Piri ve Sergio Giresunspor için kesinlikle çok büyük bir kazanç. Hakan Keleş’in bizi getireceği nokta rakiplerini yenebilen, düşme hattında olan takımlara mağlup olmayan, bu seviyedeki takımlara meydan okuyan, istediği skoru alan, güçlü oyunuyla güçlü bir takım hazırlaması ve ortaya çıkarmasıdır. Örnek 01 Şubat Çarşamba günü saat 17:00’de İstanbul’da oynanacak olan Kasımpaşa’dan puan ya da puanlar çıkarmak gibi. Bir de bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Kendi şehrimizde kendi takımımızın aleyhinde tezahürat yapmak hiçte hoş değildi. Galatasaray tuttuğun takım olabilir ancak Giresun’da yaşayan biri olarak Giresun’un yenilmesi seni sevindirmemeli. Giresun olmasa bu ligde burada Galatasaray’ı görme şansın hiç yok bunu unutma. İşte Ordu örneği. Giresunspor’un düşmesi size bir şey kazandırmaz... Bunu unutma.