Sevgili okurlar…
Her zaman sahipsizlikten yakınıyoruz.
Zaman zaman kaleme alıyorum…
Hani hep diyoruz ya,
Giresun, Ordu ile Trabzon arasına sıkışıp kalmış diye…
Gerçekten de öyle.
Bakıyorum birçok şehir de hem Trabzon’un hem de Ordu’nun ardında kalıyoruz.
Hâlbuki…
Giresun olarak birçok büyük şehirde hem bürokrasi olsun, hem iş dünyası olsun, hem sanat camiası olsun hem de siyasetçi olsun,
Gayet iyi durumdayız.
Şöyle ki,
Adından başarı ile sıkça söz edilen bir çok siyasetçimiz, iş adamımız ve bürokratımız var.
Ama bunlar ne yazık ki bir elin parmaklarını geçmiyor.
Siyasetçi deyince akla ilk gelen isimlerden biri,
Bağcılar Belediye Başkanı sayın Lokman Çağırıcı.
Her platformda doğup büyüdüğü topraklara olan aidiyet duygusunu dillendiriyor,
Ve gerekeni yapıyor.
İş dünyasına bakıyorum Bahçeşehir Koleji Mütevelli Heyeti Başkanı sayın Enver Yücel.
Keza o da öyle Giresun için maddi manevi hiçbir şeyden kaçmıyor.
Memleketi namına ne varsa elinden gelenin fazlasını yapıyor.
Sanat dünyasına bakıyorum oyuncu Şahin Ergüney.
Girdiği her ortamda memleketinin adını yüceltiyor.
Yaptığı işlerde hep memleketini ön planda tutuyor.
Bürokrasi de de önemli isimlerimiz var,
Lakin hedef göstermemek adına isim zikretmek istemiyorum.
Bu isimler bizim göğsümüzü kabartıyor.
Gurur kaynağımız oluyor.
İsimleri geçince yaptıklarına istinaden her bir hemşehrimiz bu isimler hakkında güzel şeyler ifade ediyorlar.
Ama bir de madalyonun diğer yüzü var.
O da ismini saklayan,
Hiçbir ortamda doğup büyüdüğü toprakları yad etmeyen sanki Giresunlu olmaktan utanan bir başka grup var.
Onlar hiç Giresun’dan,
Doğup büyükleri topraklardan,
Memleketlerinden bırak bahsetmeyi,
İşinin önüne geçmesini dahi istemiyor.
Nedir bizim bu sorunumuz.
Neden bu topraklarda yaşayan ve kütüğünde Giresun yazan isimler sesini soluğunu çıkartmıyor?
Değerli okurlar demem o ki,
Önce bizim insanımız bize sahip çıkmalı,
Sonra da başkaları bize saygı göstermeli…
Umarım bu yazımı okuyanlar aidiyet duygusunu kendilerinde hissederler.
Kalın sağlıcakla…