Sevgili okurlar…
Son günlerde hem ekonomiden hal yanıyoruz.
Yok efendim et fiyatlarından,
Gübre fiyatlarından,
Mazot fiyatlarından,
Sebze fiyatlarından derken,
Hayatımızın her alanına dahil olan özelliklede gıda ürünleri belimizi büküyor ya hani…
Biraz düşünürsek hatanın özünde kendimizin olduğunu görebiliriz.
Özellikle de bölge insanımız için söylüyorum bunu,
Herkes evinin önüne bir baksa aslında karanlıklar aydınlığa daha kolay kavuşur.
Şöyle ki,
Bölgemizde yaşayıp,
Köyde bağı bahçesi olmayan çok nadir insan vardır…
Dolayısıyla eskiden büyüklerimizin şenlik dediği küçük tarlalarda ekip biçsek,
Bahçelerimizde hayvan otlatsak,
İnanın birçok ihtiyacımızı beden gücü ile karşılar,
Aynı zamanda da paramız cebimizde kalır.
Eskiden her evin bir ahırı,
Herkesin tarlası vardı…
Sebzeydi, meyveydi bunlara para harcamak fuzuli ihtiyaçtı.
Ama şimdi böyle mi?
Fuzuli gördüğümüz bu ihtiyaçlar gelirimizin birçoğunu götürüyor.
Şimdi belki benim bu söylediklerime karşı çıkan olabilir.
Ama bize bahaneler değil,
Gerçekler lazım.
Soruyorum size,
Özelliklede bölgemiz insanına,
Eskiden köyde tarla yapan bir sürü yaşlı annelerimiz vardı,
Pazarlara inerler evlerinin ihtiyaçlarını karşılarlardı.
Hani nerde,
Eskisi gibi kim var köylerde artık.
Herkes keyif peşinde,
Kusura bakmayın ama keyif yapacaksak parasını ödeyeceğiz.
O zaman da fiyatlar artacak,
Ve sesimizi çıkarmayacağız.
Kapımızda ki ineğin etinden ve sütünden,
Evimizin önünde ki tarladan faydalanma imkanımız varken,
Bence hatayı biraz da kendimizde aramalıyız.
Kimse kusura bakmasın…
Kalın sağlıcakla..