Sinan Yıldız
Köşe Yazarı
Sinan Yıldız
 

KİMSE KUSURA BAKMASIN!

Sevgili okurlar… Hani bazen diyoruz ya, Orası büyükşehir bizimle ne alakası var diye… Size bir şey söyleyeyim mi! Büyükşehirde gün yüzüne çıkan gerçekler küçük şehirlerde daha az gün yüzüne çıkıyor. Yani büyük şehirde kaybolmayan gerçekler, Küçük şehirlerde aslında daha çok kayboluyorlar. Geçtiğimiz akşam Bulancak’ta dışarı çıktım. Ailemler birlikte sokakta gezerken, Saat 20.00 sularıydı yanılmıyorsam. Bulancak’ın en büyük caddesi olan 15 Temmuz Caddesinde 9 -10 yaşlarında bir çocuk elinde peçete satıyordu. Yanına yaklaştığımda çocuğun Türkçe konuşamadığını fark ettim. Ya Suriyeli ya da Afgan’dı. Ama bunu görünce dikkatimi çekti. Yine aynı cadde üzerinde her gün bekleyen ve önünde kantar bulunan 16 yaşlarında bir genç uzun zamandan beri orada bulunuyor. Sonra kendi kendime düşünmeye başladım. Ve dedim ki, Günlerdir ulusal gündemde yerini koruyan yabancı göçmen mevzusu aslında bize de uzak değildi. Yani büyükşehirlerde gruplaşan, İşyeri sahibi olan, Çevre sakinlerine huzursuzluk veren, Neredeyse her gün toplumumuzun ahlak yapısını bozmaya yönelik olaylarla karşımıza çıkan yabancı sorunu, Bizim küçük ilçemizde bile var. Sayılarını bilmiyorum, Lakin bazı işyerlerinde bile ucuz olduğu gerekçesiyle çalışan birçok Afgan ya da Suriyeli olduğunu biliyorum. Açıkçası bu durum beni korkutmaya başladı. Çünkü hani derler ya acırsan acınacak hale gelirsin diye, Bu atasözünün yaşanmışlığı ve gerçekliği var. Dolayısıyla bence her zaman dediğimiz gibi, Bazı şeylerin değişmesine küçük şehirlerden başlanmalı. Mesela ilçelerde ve küçük yerleşim yerlerinde toplum buna müsaade etmemeli. Kimse aç kalsın ya da mağdur olsun demiyorum. Ama eğer geleceğimiz tehdit edecek bir durum söz konusu ise, Bu yapılan vicdansızlık değil, Geleceğimizi teminat altına almaktır. Siyaset başka bir şey şehirlerimizin genetiğinin bozulmaya başlaması başka bir şey. Bu söylediklerime katılmayan olabilir, Lakin bu durum şuanda hepimizin gerçeği… Çocuklarımızın ve onlara güzelliklerle bırakmak istediğimiz memleketimizin ilerleyen dönemde başına büyük sorunlar geleceğini düşünüyorum. Ve bu yüzden ilçemde yabancı uyruklu kişiler istemiyorum. Herkes bana katılmak zorunda değil. Ama ben yine de bildiğimi söylemek zorundayım. Kalın sağlıcakla…
Ekleme Tarihi: 17 Mayıs 2022 - Salı
Sinan Yıldız

KİMSE KUSURA BAKMASIN!

Sevgili okurlar…

Hani bazen diyoruz ya,

Orası büyükşehir bizimle ne alakası var diye…

Size bir şey söyleyeyim mi!

Büyükşehirde gün yüzüne çıkan gerçekler küçük şehirlerde daha az gün yüzüne çıkıyor.

Yani büyük şehirde kaybolmayan gerçekler,

Küçük şehirlerde aslında daha çok kayboluyorlar.

Geçtiğimiz akşam Bulancak’ta dışarı çıktım.

Ailemler birlikte sokakta gezerken,

Saat 20.00 sularıydı yanılmıyorsam.

Bulancak’ın en büyük caddesi olan 15 Temmuz Caddesinde 9 -10 yaşlarında bir çocuk elinde peçete satıyordu.

Yanına yaklaştığımda çocuğun Türkçe konuşamadığını fark ettim.

Ya Suriyeli ya da Afgan’dı.

Ama bunu görünce dikkatimi çekti.

Yine aynı cadde üzerinde her gün bekleyen ve önünde kantar bulunan 16 yaşlarında bir genç uzun zamandan beri orada bulunuyor.

Sonra kendi kendime düşünmeye başladım.

Ve dedim ki,

Günlerdir ulusal gündemde yerini koruyan yabancı göçmen mevzusu aslında bize de uzak değildi.

Yani büyükşehirlerde gruplaşan,

İşyeri sahibi olan,

Çevre sakinlerine huzursuzluk veren,

Neredeyse her gün toplumumuzun ahlak yapısını bozmaya yönelik olaylarla karşımıza çıkan yabancı sorunu,

Bizim küçük ilçemizde bile var.

Sayılarını bilmiyorum,

Lakin bazı işyerlerinde bile ucuz olduğu gerekçesiyle çalışan birçok Afgan ya da Suriyeli olduğunu biliyorum.

Açıkçası bu durum beni korkutmaya başladı.

Çünkü hani derler ya acırsan acınacak hale gelirsin diye,

Bu atasözünün yaşanmışlığı ve gerçekliği var.

Dolayısıyla bence her zaman dediğimiz gibi,

Bazı şeylerin değişmesine küçük şehirlerden başlanmalı.

Mesela ilçelerde ve küçük yerleşim yerlerinde toplum buna müsaade etmemeli.

Kimse aç kalsın ya da mağdur olsun demiyorum.

Ama eğer geleceğimiz tehdit edecek bir durum söz konusu ise,

Bu yapılan vicdansızlık değil,

Geleceğimizi teminat altına almaktır.

Siyaset başka bir şey şehirlerimizin genetiğinin bozulmaya başlaması başka bir şey.

Bu söylediklerime katılmayan olabilir,

Lakin bu durum şuanda hepimizin gerçeği…

Çocuklarımızın ve onlara güzelliklerle bırakmak istediğimiz memleketimizin ilerleyen dönemde başına büyük sorunlar geleceğini düşünüyorum.

Ve bu yüzden ilçemde yabancı uyruklu kişiler istemiyorum.

Herkes bana katılmak zorunda değil.

Ama ben yine de bildiğimi söylemek zorundayım.

Kalın sağlıcakla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.