Kaç defa söyledik ve yazdık, bu adamların yalanı, dolanı, planı ve palavrası bitmez. Emperyalist sistemin kurucuları(biz şeytanın uşakları diyoruz)öyle bir yapı kurmuşlar ki; yıkılması çok zor gibi duruyor.  Görüntüleri öyle olsa bile yıkılmayacak bir şey değil bu yapı. Onların karşısında olanlarda elleri ile armut toplamıyor yani! Sanki tek kale top oynuyorlar ve kendilerine karşı olanların savunmada kalmasını istiyorlar. Onlar istedi diye de beklemenin bir manası yok. Bu iş durmayacak ve hep mücadele ile devam edecek. Bir yaratıcıya karşı, kendi tanrılıklarını ispat etmek isteyen bu güruh, uzun bir zamandır yeni dünya numarası ile insanları köle gibi bir hayata mahkum etmeye çabalıyor. Olur mu, olmaz mı bunu zaman gösterecek. Bu işin görünen yanı. Salgın ile bunu sahaya süren bu şeytanın uşaklarının planladıkları yeni bir safhaya doğru gidiyor. Yeni oyun tarımda kıtlık ve bunu daha da artırarak bütün ülke yönetimleri ve insanları kontrol ederek yeni dünya ve yeni hayat denen melaneti uygulamak. Bu işin arkasında büyük şirketler var deniyor. Ne kadar büyük, ne kadar etki alanı var, paralarının miktarı nedir, kim veya kimlerdir, çok da bilinmiyor. Bunların 13 aile olduğu ve diğerlerinin bu ailelere bağlı olduğu(diğerlerinden kasıt, her ülkedeki iş birlik yapan uşakları) emir komuta zinciri ile hareket ettikleri tahmin ediliyor. Bunların tarımdaki söz sahibi olanı Dünya’da tarım arazilerinin yüzde 70’ni kontrol ediyor. Çok büyük bir oran değil mi? Sadece bu kadarla değil ha! Geriye kalan yüzde 30’unda kontrolü bu şirketin yan şirketleri tarafından yapılıyor. Cargil deniyor bu şirkete. 13 ailenin sahipleri(daha doğrusu en büyük 2 aileye mensup kişilerin kurduğu ifade ediliyor)kurmuşlar, aynı zamanda tarım aletleri, araçları ve bu işlerde kullanılan tarım ilaçlarının(siz zehir deyin sıkıntı yok)tamamını bu ailelerin tekelinde anlayacağınız. Nasıl bir numara anlayın artık. Üretmeyin, ekmeyin, üretileni almayın, dağıtmayın, satmayın, kimseye vermeyin diyerek kıtlığa yol veriyorlar. Yeni dünya düzeni denilen işin aslı astarı budur. Biz aç kalacağız ve çoğumuz açlıktan mevta olacak, bunlarda oldukları yerden ellerini ovuşturacak. Yok öyle yağma! Uyanık olun olalım ve bu gidişata yol vermeyelim.