Sevgili okurlar…
Malumunuz memur maaşlarına zam yapıldı.
Kısa bir süre önce ise asgari ücret maaşlarına zam açıklanmıştı.
Beklenen memur maaş zammının ardından birçok vergiye de zamlar eklenmeye başlandı.
Seçim sonrası bankaların kredi limitlerini düşürmesi,
Dolar kurunda ki artış,
Ve ekonomi de kurulması beklenen denge ne yazık ki bu zamlarla birlikte allak bullak oldu.
Şöyle izah etmek istiyorum.
Çok kısa bir süre önce binlerle konuşulan rakamlar,
Bugün milyonlarla konuşuluyor.
Örnek verecek olursak,
Kısa bir benzetme yapmak istiyorum;
Eskiden bir motor almak için 5 bin lira ödüyorduk,
Bugün ise aynı motoru almak için 50 bin lira ödüyoruz.
Eskiden bir ev almak için 200 bin lira ödüyorduk,
Bugün ise aynı evi alabilmek için 2 milyon lira ödemek zorundayız.
Artış yapılan gelir kalemlerine yani maaş zamlarına baktığımızda,
Gerek asgari ücret olsun gerekse memur maaşları olsun,
Alım gücü her geçen gün düşüyor.
Defalarca kaleme aldık.
Bunu ekonomistlerde sürekli dile getiriyor.
Yapılan zam oranları alım gücünü azaltıyorsa,
Ortada bir terslik var demektir.
Bugün ülkemizin hangi ilçesine ya da hangi büyükşehrine giderseniz gidin,
Arsa ya da ev, kısacası gayrimenkul yatırımlarının birçoğu yurtdışından gelen gurbetçiler tarafından satın alınıyor.
Bu da ülkemizde yaşayan insanların alım gücünün daha da düşeceğine işaret ediyor.
Düşünsenize,
Bugün yurtdışından gelen bir gurbetçi,
Cebinde 70 ila 100 bin dolar bir para ile istediği evi alabiliyor.
Ve ülkemizde yaşayan insanlarımızın alım gücü yok oluyor.
Şöyle ki gurbetçiden bir ev alacaksınız.
Bu gurbetçi bu evi dolar ile aldı.
Malum aldığı dolar rakamına göre size ev satmayacak.
O da bir kar elde etmek için artış yapacak.
Bu şekilde giderse,
Yaptığı artış o gün kur üzerinden yine binlerce liraya tekabül edecek.
Yani sonuç itibarıyla ülkemizde yaşayan insanlarımız mal sahibi olamayacak.
Her geçen gün düşen alım gücü,
Ciddi bir ekonomik politikayla ancak düzelebilir.
Bu nedenle vatandaşların tek beklentisi,
Zam değil,
Alım gücünün artırılması.
Kalın sağlıcakla…