Yaşam bir süreçtir. Her canlının belirli bir yaşam süresi vardır. İnsan yaşamına benzetirim şehirleri... İnsan varsa şehirler, kentler, kasabalar, köyler vardır. Canlılar doğar, büyür, bilgi birikimi, sanatıyla iz bırakarak üretirler. Neslini büyütür, yaşamda belli belirsiz izler bırakarak yaşama veda ederler.
Şehirlerde zamanın ruhuna göre yapılaşır. Doğar büyür, gelişir ve ölürler. Ölmeyen yüzyıllara meydan okuyan sanatsal, yapılar günümüzde ve sonraki yıllarda yaşamaya devam edecektir. Hanlar, hamamlar, saraylar, camiler, köprüler v.b. İnsanlarda topluma hizmet ederek iz bırakanlar bugün hala yaşamaktadırlar. Fatih Sultan Mehmet, Mustafa Kemal Atatürk gibi...
Tüm şehirlerde olduğu gibi Tokat’ta da kenar mahalleler yüzyıla yaklaşan bir zaman aşımına dayanmışlardır. Daracık sokakları, o günün şartlarına uygun kanalizasyon, su; insani barınaklar yapılmıştır. Önceleri dam evler, sonra çatılı oluklu tavan evlerin temeli çamurla karılmış taş temel üzerine yapılmıştır. Ağaç iskelelerin arasına saman, toprak karışımı kerpiç duvarlar, yaşayan ailelerin binlerce sırrını saklamıştır.
Günümüzde bir devri kapatan insanlar, ikinci nesillerde yuvadan uçup gitmişlerdir. Şimdi bu binaların çoğunun ruhu ölmüş, bazıları da can çekiştirmektedirler. Mülk sahipleri ölünce, mirasçılarda, paylaşılamayınca şehir içinde atıl, çöplüğe dönüşen bir alana dönüştü. Şehrin merkezinde kalan bu güzel yerler tekrar yaşayan insanların kültürüne uygun yapılaşması, yeniden doğması gerekmektedir.
Tokat merkezine yakın gıj, gıj dağının yeşilliğine sırtını dayamış Oğulbeyi ve Örtmeli önü mahallesi yaşlanmış, bakıma muhtaç mahallelerinin ön safhasında yer almaktadır. Bu bölgeyi toplu konut inşaatına bir an evvel başlanılmalıdır. Ali mezarlığı onarılarak ağaçlandırılmalı, şehrin gülen yüzüne toplumca renk katılmalıdır.
Oğulbeyi, Örtmeli önü mahallesinin zemini sağlam. Dere yatağından biraz yukarda sele ve depreme dayanıklı bir zemini vardır. İnsan çevresiyle övünür, bilgisiyle gelişir. Yeşilliğin altında yeni kurulacak bir yerleşim yerini hangi idareci emek verip yapacaksa, gelecekte bu toprakların insanlarının kalbinde iz bırakacaklardır. Şu ana kadar her ne sebepten yapılmadıysa, bu gün yapılmayı bekleyen bir alan olarak beklemektedir.
Dere yataklarına, zemini yumuşak olan yerlere yapılan binaların deprem ve sel felaketinde ülkemize ve toplumumuza açtığı yarayı sarmaktansa, önceden tespit edilerek önlemini almak her yöneticinin vicdani, insani sorumluluğudur.
Süleyman Erkan 16-09-2023 Cumartesi Bedesdenlioğlu Tokat