Aslen Pirazizli, halen İstanbul milletvekili, kapsama alanı ise yurt içi ve yurt dışındaki Giresunluların bulunduğu her yer. Sivil toplum kökenli olması onu siyasette de avantajlı kılıyor. Siyaseti bıkmadan usanmadan aşkla çalışarak yapıyor, Ankara'da aldığı görevler de bunu gösteriyor. Giresunlular için ise her derde deva. Siyasete atıldıktan sonra telefon numarasını değiştirmeyen; arandığında müsaitse kendisi açan değilse danışmanlarının yardımcı olduğu; gecenin bir vakti ineği eve gelmeyen teyzenin ineğinin bulunması için rahatlıkla arayabildiği veya kar fırtınasında yolda çocuklarıyla birlikte aracında mahsur kalmış bir vatandaşın gecenin üçünde çekinmeden yardım isteyebildiği, taraflı tarafsız herkesin kolayca ulaşabildiği günümüze göre sıradışı bir vekil. Tüm bunların yanında Hasan Turan iki taraflı olmanın zorluklarını da yaşıyor. Köylüsünden kentlisine, muhtarından belediye başkanlarına, bürokratından memuruna işcisine her bir Giresunlu talebi olduğunda çekinmeden arayıp yardım isteyebilir, çoğunun makul talepleri de karşılanır. Tüm bunların yanında hoş olmayan bir durum da var ki, Giresun siyasetinin şekillenmesinde vizyon ve misyona uygun makul ölçülerdeki görüşlerini ve bazı taleplerini serdetmesine maalesef bazıları 'dansçılar dan nefret eden kötürümler' gibi içerlenir, çoğu zaman da en çok ondan talepkar olanlar mırın kırın eder. Sabah yanında akşam arkasında, bu gerçekten hoş bir tutum değil. Tarlada izin varsa harmanda da yüzün olacaktır elbet. Mutfaktaysan yemeğin tadına bakmak en doğal hakkındır. Yoksa adil olmaz. Giresun adına siyaset yaptığını söyleyip vatandaşın telefonunu dahi açmayan, iyi ve kötü gününde gönülsüz de olsa hemşehrilerinin yanında olmayan bazı arkadaşlar, iş politikaya gelince bunu çok iyi beceriyor. Yol su elektirik ve ziyaret işleri Hasan Turan'ın politika yapmak sizin, vallahi güzel iş, biraz param olsa ben bile yaparım. Partiler ve şahıslar gelir gider, gider gelir fakat siyaseti bırakmadığı sürece Hasan Turan etkisi Giresun'da daima var olur. Çünkü vekilliği direk aslıyla yani hemşehrileriyle, seçmenleriyle yapıyor, gücünü onlardan alıyor. Tabanını öyle sağlam yapmış ki üst çizgisi, "buraya kadarı" yok. Siyaseti ve kiminle siyaset yapacağını çok iyi biliyor.