Cumhurbaşkanımız,
Dolmabahçe Sarayın da iftar yemeği verdiler.
Afiyetler olsun,
Allah kabul etsin.
Ülkemizin önde gelen sanatçıları davet edilmişler, oradaydılar.
Davetliler hemen hepimizin tanıdığı önemli şahsiyetler.
Olmazlarsa merak içinde kalırdık.
Tabi ki en başta Orhan Baba,
Bülent Ersoy ablamız, Yağız oğlan Yavuz Bingöl,
Hülya Koçyiğit, Alişan, Şükriye Tutkun,
Hülya Avşar, İbo ve diğerleri..
TV kanallarımız yarış halinde,
Ve de uzun uzun verdiler..
Bende gıpta ile TV’lerden izledim.
Merak ettiğim şeylerde oldu tabi.
Acaba ne yenildi, içildi.
Tatlılardan ne vardı.
Yada ,adını bilmediğimiz yiyecek ve içeceklerden neler vardı sofrada..
Acaba o yemek halkımıza kaça mal oldu...
Bülent Hanım yanında çember getirdi mi acaba, filan…
Birde şeyi çok merak ettim.
Akil Sanatçılarımızdan niye kimseler yoktu !
Neyse, onlar daha bilir şüphesiz..
TV’lerimiz en çok,
Orhan Baba’yı, Hülya hanımı ve İbo’yu gösterdiler.
Hepsi önemli şahsiyetler.
Ama ben en çok,
Orhan Baba’yı severim.
Çünkü, gençlik yıllarımız onun isyan şarkılarını dinleyerek geçti.
-Bir Teselli Ver,
-Hatasız Kul Olmaz !
Hele,
-Batsın Bu Dünya’yı öfke içinde, yakalarımızı yırtarak, kim bilir kaç kez söyledik.
O şarkılarda biz,
Yoksulluğumuzu,
Acılarımızı, mutsuzluğumuzu, çaresizliğimizi bulurduk.
O şarkıların sözleri, bizim isyan sözlerimizdi.
Gençlik işte…
Şimdi diyorum ki,
Yeni seçilecek Cumhurbaşkanımız bizleri de davet eden biri olsa,
Bizimde başımızı okşasa,
Bir akşam bile olsa,
Parasını bizim ödediğimiz, kendi soframıza oturup orucumuzu bizde öyle açsak.
Ne diyelim, olur inşallah.
Olmazsa da,
Batsın Bu Dünya!.