Evet,
Soru bu;
—Suriye’de düşen kim?
Bazen soru tek olur.
Ama cevabı bir sürü seçenek olarak karşınıza çıkar.
Burada önemli olan ise,
Neyi, hangi cevabı doğru olarak kabul edeceğinize ve ülke olarak,
Sizin işinize, çıkarlarınıza hangisinin daha fazla yarayacağına bağlıdır..!
Görünen şu;
Suriye de bir dönem kapandı.
Yarım asrı geçen bir aile yönetimi üç gün içinde el değiştirdi..
Şimdi,
—Biz kazandık!
Karlı çıktık,
Bu bizim için zaferdir..!
Dediğimiz oldu, filan gibi, boş söylemlerin zamanı değil…
Öyle ya,
Ülke olarak bu işin içinden nasıl zararsız sıyrılacağız, ona bakmalıyız…
Şimdi yapılması gereken,
— Suriye’de ne oldu diye, kendimize sorup,
Bu derse çok iyi çalışmak gerekiyor.
Birilerinin desteğiyle,
Kopya çekerek bu sınavı veremeyiz…
Çünkü çok karışık bir durum ile karşı karşıyayız…
Şimdi, ülke olarak,
İyi düşünüp doğru kararlar verme zamanı..
Aksi durum bizi bataklığın içine çeker.
Çırpındıkça da batarız..!
Haliyle,
Ortada, bizi çok ilgilendiren,
Çok bilinmeyenli bir sorun var.
Unutmamak gerekir ki,
Türkiye, şu an itibarıyla,
Güney sınırımızda,
40 yıldır, kurtulmak istediği terör örgütü belasının kurduğu
ABD ve İsrail destekli bir yapı ile oluşturulan oluşum ile
Açık ve aleni komşu olmuştur!
Unutulmasın ki,
Mesele ülkemiz meselesidir.
Türkiye, tarafsız,
Uluslararası hukuka uygun, demokratik bir tavır takınarak,
Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunmalıdır..!
Suriye’nin geleceği ile ilgili kararı
Suriye halkı vermelidir…
Ve,
Aklımızdan çıkarmayalım,
Ülke olarak çok kritik bir sürece girdik,
—Oraya gireriz, toprak alırız, petroldü, gazdı falanda filan gibi,
Ülkeyi bataklığa sokacak maceralı işleri aklınızdan bile geçirmeyin..!
Siz,
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’nin
Cumhuriyet Devletinin kuruluş ilkelerini hatırlayın,
Dersinizi iyi çalışın bu sınavı geçersiniz…
Boşverin, ‘KAPALI KAPILAR’ ardındaki gizli kapaklı pazarlıkları.
Getirin meclise,
Sorunu, bu ülkeyi kuran,
TBMM çözer..!