Kitap kurdu, çok kitap okuyan, okumayı çok seven, kitaplar hakkında çok şey bilen insanlar için kullanılan bir ifadedir. Kelimenin gerçek anlamıyla bakıldığında, kitap kurdu, kitapların  sayfalarını yiyerek, zarar veren bir kurtçuk. Bu yüzden benzetmede kullanılan canlının bu olduğunu düşünmüyorum.        Hani bir konuda uzmanlaşmış bilirkişilere, o işin kurdu olduğu söylenir ya, bence kitap kurdu kelimesinde kastedilen ifade tam olarak da bu olmalı. Kitapların kurdu olmak, kitap konusunda uzman olmak gibi.       Peki ne demektir kitap kurdu olmak? Her kitap okuyan kitap kurdu sayılır mı?       Kitap okumayı bir boş zaman aktivitesi gibi değil de, yemek , içmek gibi yaşamsal bir ihtiyaç olarak gören, günlük meşguliyetlerinden biran önce sıyrılıp onu çağıran kitaplarına koşmak için can atan, kitaplarla dolu bir dükkanda ya da kütüphanede şekerci dükkanındaki çocuğun sevincini yaşayan ve kitaplarını okumak için ödünç almak isteyenlere, kitabını çocuğunu emanet etmişçesine endişeyle veren, kaç sayfa ya da kaç tane kitap okuduğuna, sayılara, zamana ve mekana bağlı kalmadan okuyan insandır kitap kurdu. Eğer bu tanım size de uyuyorsa, siz de bir kitap kurdusunuz demektir.          Kitap kurtlarının bir özelliği de, kitabı daha okumadan önsözüne yada birkaç sayfasına bakarak, o kitabın kendisine hitap edip edemeyeceğini az çok anlamalarıdır. Bu yüzdendir ki, inceledikleri kitaplar konusunda çok da yanılmazlar. Tıpkı sinemasever bir kişinin filmin başladığı ilk birkaç dakika içinde, o filmi sevip sevmeyeceğini anlayabilmesi gibi. Bu yetilere tabi ki çok okuyarak sahip olur insan.          Gerçek kitap kurtları, kitap okumayı bir boş zaman aktivitesi olarak görmezler. Çünkü onların kitap okumaları için ekstra bir zamana ihtiyaçları yoktur. Günlük hayatlarının içine, kitap okumayı elzem ve vazgeçilemez, ötelenemez bir aktivite olarak yerleştirmişlerdir. Tıpkı yemek, içmek, uyumak gibi. Hatta heyecanla okumakta oldukları kitaba kaldıkları yerden devam edebilmek, dönebilmek için adeta can atar, diğer tüm işlerini hızlandırmaya alırlar.          Hazıra alışmış tüketici toplumlar, kitap okuma alışkanlığı ya kazanamazlar ya da zamanla yitirirler. Çünkü onlar kitapların ya özetini okumayı tercih eder ya da filminin çekilmesini beklerler. Böylece kendilerince zaman kaybetmemiş olurlar. Oysa kitap kurtları bilirler ki, kitap okumak bir zaman kaybı değil bir zihin egzersizidir. İnsanın hayal edebilmek, kurgulamak, yorumlamak ve ufkunu açmak gibi pek çok yönden gelişim göstermesini sağlar. Kitap kurtlarıyla dolu bir toplum olabilmemiz dileğiyle…