Yiğitefe Şahin
Köşe Yazarı
Yiğitefe Şahin
 

‘Biraz da biz gülelim’

Geçenlerde ben ve 4 arkadaşım, başka bir arkadaşımıza masa oyunu oynamaya gitmiştik. Kıyasıya bir oyun geçti. Bir biz, bir onlar kazandı. Oyun gece saat 01.00 sularında bitti. Biz her şeyi topladık, hazırlandık yola koyulduk, eve gitmek üzere. Eve doğru yürürken biraz sohbet ediyorduk. Sokakta kimse olmadığı için, konuşma ve gülme sesimiz yankılanıyordu, her ne kadar kısık sesli olsak bile… Yasakların kalkmasından bir gün önce falandı. Tam meydana gelmiştik, köşeyi dönerken, aniden karşımıza görevli iki personel çıktı. Tam arkadaşlarımla gülüşürken bir anda ortama sessizlik hakim oldu. Görevli personellerden birisi; ’3, 6, 9, 12, 15 bin lira artı maske yok, kısıtlama başlamış, 18 yaşından da küçüksünüz’ dedi. Arkadaşlarımla birbirimize bakarken görevli personel tekrar; ‘biraz da biz gülelim gençler’ diyerek bir tebessüm etti. Ardından ciddileşip bizlere evlerimizin nerede olduğunu sordu. Ben o gece babaanneme gideceğim için orayı söyledim. 4 arkadaşımdan 2’si de evini söyledi. İşin enteresan tarafı, evleri İncüvez Deresi taraflarında olan arkadaşlarım; sanırım görevli personellerin o an ki ciddiyetinden korkup heyecandan yanlış söylemiş olacak ki, evlerinin hastane tarafında olduğunu söyleyip oraya doğru yürümeye başladılar. Görevli personellerin şaka yollu o kelimeleri söylemesi hoşuma gitti. Ciddi bir mesleği olması onun böyle esprili ve samimi olmayacağı anlamına gelmiyordu. Biliyoruz ki; çoğu kişi mesleği/makamı gereği, ciddi olmanın zorunlu olduğunu düşünüyor. Bence bu çok yanlış… Daha önceden de görevli personellerle karşılaşmıştım yasak saatlerinde. Çok önemli bir mevzu olduğunu görevlilere izah ettim, kendileri anlayış ile karşılayıp bana yardım da etmişti. Aslında bu tarz yakalanma, karşılaşma gibi olaylarda, soğukkanlı olup doğruyu söylemek gerekiyor. Görevliler beni gördükten sonra kaçmaya çalışsam, benim suçlu olduğumu düşünüp peşime düşebilirlerdi. Fakat sakin bir şekilde olayı anlatınca hiç ters tepki vermediler. O an yanımda arkadaşlarım da vardı. ‘Görevliler geliyor kaçsak mı, ceza yemeyelim’ gibi bir şey söylediler. Ben hiç bozmadan bize doğru gelen 4 görevliye doğru giderek, olayı onlar daha bana sormadan sakince anlatmaya başladım. Ardından bir ortak noktaya varınca, iyi akşamlar falan deyip oradan uzaklaştılar. Aslında değinmek istediğim nokta, sakin ve güzel bir dille açamayacağınız kilit yoktur. Bu işin görevlisi, görevsizi yok. Hepimiz insanız. Herkesin duyguları ve anlayış gösterebileceği noktalar var. Önemli olan telaşa kapılmadan, heyecanlanmadan, korkmadan konuşup, derdini anlatabilmek…
Ekleme Tarihi: 09 Temmuz 2021 - Cuma
Yiğitefe Şahin

‘Biraz da biz gülelim’

Geçenlerde ben ve 4 arkadaşım, başka bir arkadaşımıza masa oyunu oynamaya gitmiştik. Kıyasıya bir oyun geçti. Bir biz, bir onlar kazandı. Oyun gece saat 01.00 sularında bitti. Biz her şeyi topladık, hazırlandık yola koyulduk, eve gitmek üzere. Eve doğru yürürken biraz sohbet ediyorduk. Sokakta kimse olmadığı için, konuşma ve gülme sesimiz yankılanıyordu, her ne kadar kısık sesli olsak bile… Yasakların kalkmasından bir gün önce falandı.

Tam meydana gelmiştik, köşeyi dönerken, aniden karşımıza görevli iki personel çıktı. Tam arkadaşlarımla gülüşürken bir anda ortama sessizlik hakim oldu. Görevli personellerden birisi; ’3, 6, 9, 12, 15 bin lira artı maske yok, kısıtlama başlamış, 18 yaşından da küçüksünüz’ dedi. Arkadaşlarımla birbirimize bakarken görevli personel tekrar; ‘biraz da biz gülelim gençler’ diyerek bir tebessüm etti. Ardından ciddileşip bizlere evlerimizin nerede olduğunu sordu. Ben o gece babaanneme gideceğim için orayı söyledim. 4 arkadaşımdan 2’si de evini söyledi. İşin enteresan tarafı, evleri İncüvez Deresi taraflarında olan arkadaşlarım; sanırım görevli personellerin o an ki ciddiyetinden korkup heyecandan yanlış söylemiş olacak ki, evlerinin hastane tarafında olduğunu söyleyip oraya doğru yürümeye başladılar.

Görevli personellerin şaka yollu o kelimeleri söylemesi hoşuma gitti. Ciddi bir mesleği olması onun böyle esprili ve samimi olmayacağı anlamına gelmiyordu. Biliyoruz ki; çoğu kişi mesleği/makamı gereği, ciddi olmanın zorunlu olduğunu düşünüyor. Bence bu çok yanlış…

Daha önceden de görevli personellerle karşılaşmıştım yasak saatlerinde. Çok önemli bir mevzu olduğunu görevlilere izah ettim, kendileri anlayış ile karşılayıp bana yardım da etmişti. Aslında bu tarz yakalanma, karşılaşma gibi olaylarda, soğukkanlı olup doğruyu söylemek gerekiyor. Görevliler beni gördükten sonra kaçmaya çalışsam, benim suçlu olduğumu düşünüp peşime düşebilirlerdi. Fakat sakin bir şekilde olayı anlatınca hiç ters tepki vermediler. O an yanımda arkadaşlarım da vardı. ‘Görevliler geliyor kaçsak mı, ceza yemeyelim’ gibi bir şey söylediler. Ben hiç bozmadan bize doğru gelen 4 görevliye doğru giderek, olayı onlar daha bana sormadan sakince anlatmaya başladım. Ardından bir ortak noktaya varınca, iyi akşamlar falan deyip oradan uzaklaştılar. Aslında değinmek istediğim nokta, sakin ve güzel bir dille açamayacağınız kilit yoktur. Bu işin görevlisi, görevsizi yok. Hepimiz insanız. Herkesin duyguları ve anlayış gösterebileceği noktalar var. Önemli olan telaşa kapılmadan, heyecanlanmadan, korkmadan konuşup, derdini anlatabilmek…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.