Bir süredir il dışındaydım. Düğün merasimi neticesiyle, 3 günlüğüne büyük şehir havası aldım. Gerçekten büyük şehir, büyük sıkıntılar demekmiş. Bulancak'ta trafik yoğunluğundan şikayet ederdim. Fakat buraya gelince, Bulancak'a şükrettim. Döner kavşaktan ana yola girecektik. En az iki dakika sadece bir ışığın yeşile dönmesini bekledik. Bunun yanı sıra trafikte her boşluğa dalıp diğer arabaları sollayan magandalar da cabası. Büyük şehirlerde araba kullanan şoförlere Allah sabır versin diyelim. Yaya trafiği de keza öyle, inanılmaz bir kalabalık söz konusu. Açık konuşmak gerekirse nefret ederim kalabalıktan. Düğünde de kalkıp oynamak gibi bir huyum yoktur. Bir köşe oturur, olup biteni izlerim. Arada sırada fazla gürültüden kaçıp dışarı çıkarım. Büyük şehirlerde kargaşa da çok. Neresi nerede belli değil. Ya da ben alışamadım bilmiyorum. Alışan, alışıyor neticesinde...
Şimdi kendi arabamızla gelince plaka farklı haliyle. Farklı plakayı görende bir artistlik söz konusudur ki, her halta kornaya asılıyorlar. Tek övebileceğim yanı, huzur dolu sahilinin olması gittiğim büyük şehirin... Bizim sahilimiz gibi otoban yanı olmadığı için, araba uğultusu yerine yaprak hışırtısı duyuyoruz. Bir ağacın dibine turduğum zaman, bütün bu 'büyük şehirin büyük dertleri' aklımdan uzaklaştı. Bulancak'ta pek mümkün değil, yürüme yolları bile otobanın hemen 4-5 metre yanı... Ama tabiki sadece sahili, bu büyük şehirde yaşamak için bir sebep değil. Sahili kıyaslarsak Bulancak'tan esame yok orası tartışılmaz bir gerçek. Ama araba trafiği olsun, yaya trafiği olsun, hava kirliliği olsun her türlü bunaltan durumlar bu büyük şehirlerde var. Yaşadığım il ve ilçeden memnunum (her ne kadar gezecek görecek bir yeri olmasa bile). Bana para da verseler büyük şehirlerde yaşamak istemem. Ha yaşarım şöyle; İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde değilde; Ordu, Samsun gibi büyük şehirlerde yaşamak isterim. İcabında şehrin kırsal bölümlerinde huzur bulabilmek isterim. Araç ve yaya kalabalığının olduğu, hava kirliliğinin çok, kırsalın az olduğu yerleri, sağlıklı yaşanabilecek yer olarak görmüyorum. Baktığımız zaman da kırsaldaki insanların, büyük şehirlerde yaşayan insanlara göre daha mutlu olduğu da bariz. Tabii kimisi sosyetedir, AVMleri sever, kimisi de akıl bali insandır kırsalı sever. Kimseyi sevdiği yere göre sınıflandıramayız. Yaşayacakları yere biz de karar veremeyiz. Ama inkâr edilemez bir gerçektir şu; sağlıklı yaşam kırsalın daha bol olduğu yerdedir. Büyük şehirlerde yaşayan insanların da bu konuda bana katılacağını düşünüyorum. Büyük sorunlarıyla, büyük şehir yolculuğu da son buldu böylece...