Vakit akşamüstü gibi,
Öyle görünüyor.
Şehirin en kalabalık sokaklarından birinde insanlar aşağı yukarı koşuşturup duruyorlar.
Bir kamera, bir mikrofon, iki genç arkadaş sokak röportajı yapıyor.
İnsanları rastgele durdurup sorular soruyor, yanıt alıyorlar.
Kırklı yaşlarında iki bayan yan yana sohbet ederek yürüyor.
Elinde mikrofon olan genç kızımız bayanları durdurup soruyor.;
-iyi akşamlar, bir sorum olacaktı.
Bayanlardan biri buyurun, sorun tabi diyor.
Kızımız soruyor;
—Hanımefendi Türkiye ‘de yolsuzluk yapıldığına, hırsızlık olduğuna inanıyor musunuz.?
Bayan cevap veriyor;
—Ay inanmıyorum,!
kim uyduruyor bütün bunları.!
Diyor,
Sonrada yürümeye devam ediyorlar..
İyi güzel de, kardeşim
Kimsenin bir şey uydurduğu da yok.
Söyleyenler, söylüyor.
Mesela bir dönem ülkemizi yönetmiş eski bir Başbakan söylüyor.
Bir dönemin Maliye Bakanı söylüyor.
Bir dönemin Dışişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı söylüyor.
Bir dönem Bayındırlık Bakanlığı yapmış kişi söylüyor.
Haliyle,
Bu kişiler, öyle sıradan insanlar değil.
Hepsi bir dönem ülkemizi yönetmiş,
Devletin en üst kademelerinde görev almışlar.
Onları seçip,
Meclise gönderip,
Ülkemizi onlara teslim etmişiz.
Kimse bir şey uydurmuyor,
Söyleyenler bunlar..
Hadi diyelim ki,
Peker yalan konuşuyor,
Gazeteciler,
Millet Vekilleri, başka yerlerden maaş alıyor,
Bakanlar rüşvet alıyor filan diyor ya,
Onu bilemeyiz,
Onu araştırmak Cumhuriyet Savcılarımıza düşer !
Biz, seçip gönderdiğimiz,
Bir dönem ülkemizi yöneten,
Devlet Büyüklerimize,
Bunlarada mı inanmayalım.!
Bunların hepisi de mi yalan konuşup, iftira atıyorlar.
Bacım siz nerede yaşıyorsunuz.
Siz , bütün bunlara gerçekten de mi inanmıyorsunuz.?
-Ay yani ben de size inanmıyorum valla !