Bizim kuşak iyi hatırlar.
70 li yılların başları.
Televizyonların henüz ,yeni yaygınlaşmaya başladığı yıllar.
Doğal olarak,
Televizyon üreten firmalar satış için yarış halindeler.
Reklamlar gırla gidiyor.
Haliyle ,
Ülkemiz de yayın yapan tek kanal var.
Türkiye Radyo ve Televizyonları.
Sabah on gibi filan yayına başlar.
Gece oniki de kel abi Can Akbel güne bakışı sunar,
Televizyon yayınıda kapanırdı.
O günler de,
Televizyonlu hayata yeni alışıyoruz ülke olarak.
Her şey siyah beyaz,
Ama olsun ,
Çok eğlenceli.
Akşam olunca en büyük ve vazgeçilmez eğlencemiz artık o.
Herkes onun başına toplanıyor.
Onu izliyorduk.
Reklamları bile kaçırmazdık.
İşin doğası gereği bize kendisini izlettirirdi.
Eğlenceli ne de olsa..
Reklamlarda,
Çakar çakmaz çakan çakmak sözü unutulur mu.
Veya,
Banyodan yeni çıkmış , orta yaşlı bir hanımın kapıyı açıp , merdiven boşluğuna bağırması hala hafızalarımızdadır.
-Yöneticimiz uyuyor mu.!
Ya da,
Lok diye açılan kapağın sesinden sonra söylenen;
Bira bu kapağın altındadır, sesi.
Bir de küçük çocuğun en masum haliyle söylediği;
-Su soğuk su ,!
Sözleri unutulur mu.
Mutlu akşamlardı.
Güzel günlerdi.
Ama,
Benim aklımda hep şu kalmış;
Hani, reklamlar başlar,
Şöyle ciddi görünümlü biri gelir,
Önünde bir televizyon maketi,
Parmaklarının ucu ile ,makete
Tık,tık vurur,
Ahmet beyin televizyonu iyidir.!
derdi,sonra kaybolur ,giderdi.
İşin doğrusu,
Son günlerde yaşadıklarımız, iyice içimizi karattı.
Hani diyorum ki,
Ahmet Beyin televizyonundan belki birilerinde vardır,
Kenarda köşede kalmıştır.
Şöyle, koysak orta yere de ,
Hep beraber izlesek,
Biraz eski günleri konuşsak,
Biraz mutlu olsak..!