Türkiye’de trafiğin düzelmesi için Almanya bizim değil biz Almanya trafiğini örnek almalıyız…
Bunu neden böyle söylüyorum!
- TV’lerde izliyoruz.
Trafik memuru uygulama gereği arabayı durduruyor. Şoförden ehliyet, ruhsat istiyor.
Aldığı cevap: Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
Bilse ne olacak kardeşim. Adam görevini yapıyor. Adama bu görevi TC. kanunları verdi. O da görevini icra ediyor.
- Trafik memuru arabayı uygulama gereği durduruyor. Ehliyet, ruhsat soruyor. Şoförde ehliyet yok, hatalı sollama var, farın teki yanmıyor…
Memur görevini yapacak, cezasını yazacak.
Arabayı kullanan:
Sen kimsinde bana ceza yazacaksın? Bir telefon ederim, üstlerini buraya yığarım!
Yığ be bacım, yığ da onlarda görsün sizden alınan güçle memurun neler çektiğini…
- Trafik memuru arabayı uygulama gereği durduruyor…
Şoför alkollü, kemer takılı değil, yolda zikzak çiziyor.
Memur: Ehliyet, ruhsat soruyor. Ceza yazmam gerek diyor.
Sen bana ceza yazamazsın. (İçerideki arkadaşına) Hemen Emniyet Genel Müdürünü ara…
Allah Allah! …aşağısı da kesmiyor!
Ara be kardeşim arada o da görsün bu memleketin memurunun ne güçlüklerle görev yaptığını.
Bunun gibi daha yüzlerce örnekler verilebilinir. Bunlar hakikatten böyle bir güce sahipler mi? Yoksa palavradan mı atıyorlar bilemem.
Allah Trafik polislerimize sabır ve kolaylık versin.
Devamlı zaman zaman verdiğim bir örnek vardır.(Bizzat şahit olduğum)
Dönemin Almanya Başbakanı Helmut Schmidt bulunduğum şehre ziyarete gelmiş. Şoförü acil bir işi dolayısıyla hatalı park yapmış. Trafik memuru hemen cezayı yazıp sileceğin altına koyuyor…
Biraz sonra şoför gelip cezayı görünce makbuzu alıp doğruca gidip cezayı ödüyor. Ve biz buna şahit oluyoruz!
Ne bu araba Başbakanın arabası diyor, ne benim kim olduğumu biliyor musunuz diyor!
İşte bu nedenle trafik orada tıkır, tıkır bizde takur tukur işliyor…
Kalın sağlıcakla