Seçil Yılmaz
Köşe Yazarı
Seçil Yılmaz
 

UMUTSUZ

Bazen ne kadar çabalasak oldurmaya çalışsak olmaz ya bir şeyler... Dünya’da yaşamak zaten zor iken her şeyi üstüne birde insanlar zorlaştırıyor. Hangimiz daha küçükken bu olacağım dediğimiz mesleği yapıyoruz. Ülkemizde çok büyük bir meslek deformasyonu mevcut herkes herkesin mesleğini yapabilir hale geldi. Onca yıldır okumuş kişiler sırf atanamadığı için marketlerde, mağazalarda satış danışmanlığı yapmakta oysaki herkes kendi mesleğini yapabilse keşke üstüne bunun birde aile baskısı gibi bir sebep var sürekli çalış çalış diyen, sen meslek seçiyorsun diyen, bizim zamanımızda ile başlayan kocaman kocaman harfleri olan sözler... Peki şuan biz sizin zamanınızda mıyız? Sizden 5 kat daha fazla zorluğu olan yaşamak zorunda olduğumuz bir hayatımız var. Okumuşsun yerleşememiş, yetmemiş bir başka bölüm okumuşsun yine iş bulamamış farklı işlerde çalışan bir gençlik kuşağı var. Sorarım size hangimiz bunu istedik hayallerimiz bu muydu ki üzerimize tonlarca duygusal ağırlık yükler oldunuz. Daha ilköğretim okuluna birinci sınıfta ne hayaller ile oturmuştuk oysa o sıraya ama neydi ne oldu çoğumuz... Kimimiz farklı mesleklerde, Kimimiz evlenip çoluk çocuk derdinde, Kimimiz ise hala kim olduğunu bilmemekte işte tam da böyle bir çağda yaşıyoruz yok yaşamaya çalışıyoruz herkese ve her şeye rağmen... Şimdi ki nesil gençler ise çaresiz kendilerini boşlukta bulup uygunsuz gruplara, inançlara başvuruyor. Ülkemizde ki kadına, çocuğa ve hayvana şiddet haberleri gün geçtikçe artıyor. Gençler hayatın psikolojik travmalarından dolayı bambaşka yerlere başvuruyor. Asosyal hale gelip saatlerce bilgisayar başında vakitlerini geçiriyorlar ne yazık ki intihar vakaları da aynı seviyede artıyor gençler umutsuz çaresiz sigara içenlerin yaşı 12’den aşağıya düşmüş durumda böyle durumlarda ailelere çok iş düşüyor gençlerle daha çok aktiviteler gerçekleştirerek onları bu asosyal konumdan çıkarmalı gerekirse psikolojik destek almaları sağlanması gerekir. Devletimize de çok iş düşüyor burada gençlere daha fazla iş olanakları sağlanması için emekli olan büyüklerimizin emekli maaşı artırılmalı ve emekliler çalışmaya devam etmemelidir. Böylece biz gençlere boşalan kadrolarda iş seçeneklerimiz olur. İnsanlar yaşadıkları maddi ve manevî stres birikiminden öfkeli her gün artan fiyatlar evi geçindirme nedeniyle gergin birine pist desen herkes herkesle kavga edecek durumda. İşte dediklerim bir gün gerçek olursa böylece hem emekliler hem de gençlerimiz mutlu olup iki tarafında gönlü sağlanmış olur. Böylece daha fazla mutluluk, huzur daha az olumsuz haberler duyarız. Eskiden ne kadar da mutluymuş insanlar belki küçük paralar kazanıp evleri, arabaları bu kadar çok teknoloji yokmuş ama mutluymuşlar, çocuklarını güvenle komşularına emanet edebiliyor, kapılarını açık bırakıyor ve paylaşmayı biliyorlarmış. Belki izledikleri televizyon bile renksizmiş ama hayatları dolu dolu eğlenceli birlik ve beraberlikle geçiyormuş. Yani büyüklerimiz ne kadar da şanslıymış. 90’larda en büyük sorunumuz en çok taso biriktirmekken şimdi ise en büyük sorunumuz umutsuzluk işte biz şuan böyle bir çağdayız yazıma ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Bütün ümidim gençliktedir” sözüyle vatanımızın Türk gençlerine emanet olduğunu hatırlatmak isterim...  
Ekleme Tarihi: 16 Ekim 2024 - Çarşamba
Seçil Yılmaz

UMUTSUZ

Bazen ne kadar çabalasak oldurmaya çalışsak olmaz ya bir şeyler...

Dünya’da yaşamak zaten zor iken her şeyi üstüne birde insanlar zorlaştırıyor. Hangimiz daha küçükken bu olacağım dediğimiz mesleği yapıyoruz. Ülkemizde çok büyük bir meslek deformasyonu mevcut herkes herkesin mesleğini yapabilir hale geldi. Onca yıldır okumuş kişiler sırf atanamadığı için marketlerde, mağazalarda satış danışmanlığı yapmakta oysaki herkes kendi mesleğini yapabilse keşke üstüne bunun birde aile baskısı gibi bir sebep var sürekli çalış çalış diyen, sen meslek seçiyorsun diyen, bizim zamanımızda ile başlayan kocaman kocaman harfleri olan sözler...

Peki şuan biz sizin zamanınızda mıyız? Sizden 5 kat daha fazla zorluğu olan yaşamak zorunda olduğumuz bir hayatımız var. Okumuşsun yerleşememiş, yetmemiş bir başka bölüm okumuşsun yine iş bulamamış farklı işlerde çalışan bir gençlik kuşağı var. Sorarım size hangimiz bunu istedik hayallerimiz bu muydu ki üzerimize tonlarca duygusal ağırlık yükler oldunuz. Daha ilköğretim okuluna birinci sınıfta ne hayaller ile oturmuştuk oysa o sıraya ama neydi ne oldu çoğumuz... Kimimiz farklı mesleklerde, Kimimiz evlenip çoluk çocuk derdinde, Kimimiz ise hala kim olduğunu bilmemekte işte tam da böyle bir çağda yaşıyoruz yok yaşamaya çalışıyoruz herkese ve her şeye rağmen...

Şimdi ki nesil gençler ise çaresiz kendilerini boşlukta bulup uygunsuz gruplara, inançlara başvuruyor. Ülkemizde ki kadına, çocuğa ve hayvana şiddet haberleri gün geçtikçe artıyor. Gençler hayatın psikolojik travmalarından dolayı bambaşka yerlere başvuruyor. Asosyal hale gelip saatlerce bilgisayar başında vakitlerini geçiriyorlar ne yazık ki intihar vakaları da aynı seviyede artıyor gençler umutsuz çaresiz sigara içenlerin yaşı 12’den aşağıya düşmüş durumda böyle durumlarda ailelere çok iş düşüyor gençlerle daha çok aktiviteler gerçekleştirerek onları bu asosyal konumdan çıkarmalı gerekirse psikolojik destek almaları sağlanması gerekir. Devletimize de çok iş düşüyor burada gençlere daha fazla iş olanakları sağlanması için emekli olan büyüklerimizin emekli maaşı artırılmalı ve emekliler çalışmaya devam etmemelidir. Böylece biz gençlere boşalan kadrolarda iş seçeneklerimiz olur. İnsanlar yaşadıkları maddi ve manevî stres birikiminden öfkeli her gün artan fiyatlar evi geçindirme nedeniyle gergin birine pist desen herkes herkesle kavga edecek durumda. İşte dediklerim bir gün gerçek olursa böylece hem emekliler hem de gençlerimiz mutlu olup iki tarafında gönlü sağlanmış olur. Böylece daha fazla mutluluk, huzur daha az olumsuz haberler duyarız.

Eskiden ne kadar da mutluymuş insanlar belki küçük paralar kazanıp evleri, arabaları bu kadar çok teknoloji yokmuş ama mutluymuşlar, çocuklarını güvenle komşularına emanet edebiliyor, kapılarını açık bırakıyor ve paylaşmayı biliyorlarmış. Belki izledikleri televizyon bile renksizmiş ama hayatları dolu dolu eğlenceli birlik ve beraberlikle geçiyormuş. Yani büyüklerimiz ne kadar da şanslıymış. 90’larda en büyük sorunumuz en çok taso biriktirmekken şimdi ise en büyük sorunumuz umutsuzluk işte biz şuan böyle bir çağdayız yazıma ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Bütün ümidim gençliktedir” sözüyle vatanımızın Türk gençlerine emanet olduğunu hatırlatmak isterim...

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.