Adı her neyse
Çorbacı,
Şehir lokantası
Kent lokantası veya başka bir şey
Bizde istiyoruz kardeşim.
Hemde hiç vakit geçirmeden hemen, şimdi.
İnanın, buradan İstanbul ‘da faaliyet gösteren
Kent lokantalarına insanın ağzı sulanıyor..!
—4 kap yemek 40 lira.
Çorba,
Etli yemek
Pilav
Tatlı
Ekmek, su dahil
Ödeyeceğimiz para 40 lira..!
İnsanın yüksek sesle sorası geliyor.
Doğru mu bu yahu.
Evet doğru.
Ekrem İmamoğlu bunu hayata geçirdi.
Sorup öğreniyoruz.
Tıkır tıkırda işliyor.
Süreklide yenileri açılıyor.
Kapısında da kuyruk oluyormuş.
Olmaz mı?
İstanbul bu.
Koca şehir.
İşçisi, emeklisi, çalışanı, çalışmayanı, memuru, askeri, polisi
Turisti, gezeni, geleni gideni,
Hastası sökeli derken,
Türkiye’nin her yerinden insanların Anadolu dan göç ettiği koca bir kent.
Kent lokantaları orada yaşayan insanlarımız için bulunmaz bir nimet…
Helal olsun İmamoğlu’na..
İyi güzel de,
Ya yaşadığımız yerde ne durumdayız..!
Örnek benden.
İki gün önce, bir avuç kuru fasulyeye 110 Lira verdim.
Lokanta işletmecisi kişiler kusura bakmasın.
İsim filan da verdiğim yok,
Girdiğim lokantayı da, yediğim yemeği de biliyorum.
Henüz bunamadık..!
Haliyle,
İki kaşık Çorba 80 liraya satılıyorsa,
Bu durumu bir mercek altına almak gerekmez mi.
Anladık,
Döviz fiyatlarını da,
Akaryakıt fiyatlarını da
Gaz ve tuz fiyatlarını da biliyoruz.
Bu fiyatlara kim bakacak.
Bu insanların bir sahibi yok mu?
Yani,
İstanbul gibi koca bir metropolde
4 kap yemek 40 liraya vatandaşa yediriliyorsa,
Yaşadığımız yerde biz niye kuru simit kemirerek günü geçiştiriyoruz.
Ha,
Anladık adı serbest piyasa!
Şu mu demek yani,
İsteyen, istediği malı alır,
İstediği fiyata satar..!
Sanmıyorum.
Bizim esnafımız edeplidir,
Böyle şeyleri yapmaz…
Sonuç olarak diyoruz ki;
İstanbul da yapılan bu uygulama
Yaşadığımız yerlerde de uygulansın, yapılsın.
Hazır,
Bu işi yapanlar da varken,
Gidip incelemek çok mu zor...!