Zaman ne çabuk geçiyor..
Ekim ayıda bitti.
Hazan’da yolculuk devam ediyor.
Ayların en dertlisine,
En çok hüzün verenine,
En çok sevdalandıranına,
Sessizliğe büründüğümüz,
yalnızlığa kapıldığımız,
Doğada renklerin dans ettiği
Kasım ayına girdik..
Öyledir bu mevsim.
Binbir türlü renge bürünür doğa.
Sarılar,kahveler,kırmızılar,turuncular,önünüze harman olur..
Dalda kalan son meyveleri görürüz.
Son yapraklar kalmıştır dal uçlarında..
Ha düştü,ha düşecek..!
Kuşların dönüş zamanıdır.
Uzak diyarlara doğru göç başlamıştır.
Havada ne güzel şekiller oluştururlar başımızın üzerinden geçerlerken..
Deniz daha sakindir şimdi.
Uzaklarda balıkçı motorlarının seslerini duyarsınız.
Başımızın üzerinden, çığlık atarak bir kaç martı uçar kanat çırparak..
Dalgaların gücü kalmamıştır.
Sakin bir şekilde kumsala yayılmaya çabalarlar..
Havanın nemi biter ,
Hava daha kurudur bu günlerde.
Gökyüzü daha mavi olur.
Güneş daha erkenden kaybolur karşı tepelerden.
Akşamları yıldızlar daha erken çıkarlar.
Öyledir bu mevsim..
Daha çok dertlendirir insanı..
Eve kapanırsın erkenden..
Haliyle,
Malum, önümüz kış.
Birden ,bir ara unuttuğumuz ,
Çekilmez bir hal alan ,hayat pahalılığı gelir aklımıza.
Elektrik,su faturaları,
Doğalgaz,kömür, odun,kabuk,yakacak fiyatları,
Bir türlü önlenemeyen zamlar,
Devamlı yükselen,
Akaryakıt fiyatları,
Gıda da sürekli değişen etiketler…
Tüm bunları düşündükçe,
Kahroluruz,
Yine ellerimizi ovuşturur dururuz.
Bir türlü yakamızı bırakmayan,
Yoksulluğumuz gelir aklımıza .
Artık,
Ne doğadaki renkler,
Ne kuşların geçişi,
Ne deniz,ne kum,ne hava umurumuzda olur.
Haliyle,
Bizimkisi geçim derdi usta,yarı aç yarı tok,
Zorla yaşamak gibi bir şey işte..!
İyi haftalar.