Suriye birinci dünya savaşından sonra ,
Osmanlıdan ayrılmış,
1920 lerde Fransızlarla savaşa girmiş ve savaşın sonunda bağımsızlığını kaybederek Fransızların yönetimi altına gitmiştir.
Bu süreçte 1946 yılına kadar bağımsızlığını ilan edene kadar devam etmiştir.
Suriye ile ilişkilerimizde kayda değer sıkıntılı dönemler olmamıştır.
Cumhuriyet döneminde de karşılıklı iyi niyet ve ilişkiler devam etmiştir.
Suriye ile,
Toprak bütünlüğü ve sınır güvenliği antlaşmaları imzalanarak,güven ve dostluk ilişkileri
29 Mayıs 1937
23 haziran 1939 da karşılıklı imzalarla güvence altına alınmıştır..
Bu ilişkiler cumhuriyet dönemince de devam etmiştir..
Ama nereye kadar.
Tabiki Suriye iç savaşına kadar.
Suriye de iç savaş başlayınca biz ne yaptık.
Ülke olarak taraf olduk.
Bazen de yön değiştirdik.
Bu oynak politikalar sonucu da
Güney sınırımızda sorunlar yarattık.
Şimdi elimizle yarattığımız bu sorunlarla uğraşıyoruz.
İşte yapılan,
Suriye operasyonları;
22 Şubat 2015 de başlamış.
Şah Fırat operasyonu
Fırat kalkanı harekatı
İdlip operasyonu
Zeytin dalı harekatı
Barış pınarı harekatı
Bahar kalkanı
Pençe kilit operasyonu da devam ediyor.
Sonuç nedir.?
Sonuç ,onlarca ölü, fakir fukaranın bütçesinden milyon dolarlık harcamalar..
Bu arada şunuda belirtelim,
Aramızda sorun yaşamadığımız gibi,
Hatay devleti de karşılıklı görüşmeler ve iyi niyet sonucu
Mustafa Kemal in sayesinde ülkemize katılmıştır.
Hatay devleti, Hatay vilayetimiz olmuştur..
Haliyle,
Suriye ile cumhuriyet ten bu yana
Hiçbir sorun yaşamamışız.
Aramızda en ufak bir sorun olmamış.
Ne oldu da bu ülke ile savaşın eşiğine geldik.
Ordumuz güneyden gelip kışlasına çekilemiyor..
Milyonlarca lira paramız oralarda eriyip gidiyor.
Bu işlerin barış yolu ile çözülmesi durumu yok mudur.
Suriye ile karşılıklı masaya oturarak barışın yolları aranamaz mı..
Acaba Esed ile mi,yoksa Esat ilemi konuşacağımıza karar veremiyoruz .
Sorun kimde dersiniz..