Sevgili dostlar,
Son günlerde siyasetçilerin dilinde
Bir, yumuşama sözüdür dolanıp duruyor…
İnsanız, biz de merak ediyoruz.
Meraktan da soruyoruz.
—Yahu,
Bu zamana kadar, katı olan,
Pek olan neydi de,
Onunla şimdiye kadar yiyip, içip
Hayatı sürdürdünüz,
Şimdi,
Katı geliyor, ondan vaz geçelim,
Biraz yumuşatalım diyorsunuz!
Katı gelmeye mi başladı.
Yutulmuyor mu garip lokmaları…
Yenildi, içildi, ambar boşaldı!
Tasarruf filan numaralarıyla
Yük yine sırtımıza mı yüklenecek!
Öyle ya, beylerde, ağalarda
Hamur yapıp,
Ekmek pişirecek haller var mı?
Ellerinizi mi sürersiniz…
Sonra kolay mı o iş.
Beylerimiz öyle zahmetli işler ile uğraşırlar mı?
Hazırı yemek varken.
Öyle zahmetli işlerle kim uğraşacak değil mi yani!
Kolay mı, helal yoldan yiyecek ekmeği yapmak!
Diyelim ki ekmek yapacağız.
Önce hamuru oluşturmak gerekiyor.
Yani, önce,
Un ile suyu karıştırıp normal bir kıvama getirmemiz gerekir.
Bu sürece, içine katacaklarımızda dahil.
Sonrada, hamura şekil verip,
Pişirmek için doğru fırına!
İyi de,
Hamuru hazırlama sürecinde,
Ayarı iyi çekmemiz lazım.
Hazırladığımız hamurumuz,
Ne çok katı olacak.
Ne de cıvık…
Öyle ya ona ellerimizle şekil vereceğiz,
Haliyle biraz yumuşak olmalı.
Biraz yumuşak olmalı ki,
Ona istediğimiz şekli verelim!
Hem, insan olarak,
Kolay mı helal yoldan yiyecek ekmeğini kazanmak…
Terletir insanı.
Bir gayretin olacak.
Çaba göstereceksin ter akıtarak!
Ne oldu yahu durduk yerde.
Artık yutulamıyor mu lokmalar!
Biraz,
Yumuşatalım mı abi!
Olur, yumuşatalım da,
Ne kadar yumuşatalım.
Bu zamana kadar
Yenilenler, içilenler, yutulanlar, çok mu katı gelmeye başladı.
Boğazları mı yırtmaya başladı.
Fakirin lokması,
Katı gelmeye, mideleri mi delmeye başladı…
Yumuşatalım mı beyim!
Geçmiyor mu?
Olsun, düzelir.
Bu milletin sırtı kaldırır.
Buyurun, yumuşatın bakalım!