Hepimiz biliyoruz ki yeşil mavi gezegenimizde enerji kıtlığıyla karşı karşıyayız. Peki nedir enerji kıtlığı bizi veya gelecek nesil’i neler bekliyor? Neler yapabiliriz bunun için? İşte bu yazımızda bu sorunun cevaplarını bulacağız.
Enerji Kıtlığı; En kısa ve net olarak enerji yoksulluğu “insanoğlunun modern enerji hizmetlerine yeterli veya hiç erişiminin olmamasıdır” ya da “enerjiye ulaşım sağlandığı halde enerji kaynaklarından yeteri kadar faydalanamamasıdır.
Şu aralar haberlerde sosyal medyada da fazla duyduğumuz Işıklar şehri Fransa’nın ışıklarını söndürmesi, Belçika’da elektrik faturalarının 1 yılda üç kat artması, Alman vatandaşlarının %40’ının elektrik faturalarını ödeyememesi, İngiltere’ de maaşın 5’te birinin faturalara gitmesi gibi…
Sadece elektrik değil su, doğalgaz yenilebilir veya yenilenemez enerji kaynaklarında da durum aşağı yukarı böyle. Bizler güzel dünyamızı nasıl bu krizden kurtarabiliriz.
-Evimizde kullanmadığımız ışıkları kapatarak,
-Sularımızı boşa akıtmayarak,
-Yeşili koruyarak ve çoğaltarak,
-Led lambalar kullanarak,
- Güneş enerjisinden daha fazla yararlanarak evimize güneş panelleri kurdurarak güneş enerjisinden yararlanıp hem cebimize hem de içinde yaşadığımız dünyamıza katkıda bulunabiliriz.
-A+ Plus enerji tasarruflu eşyalar kullanarak,
-Kendi aracımızı değil daha çok toplu taşımaları kullanarak,
-Kısa mesafeler için bisiklet kullanarak. Bisiklet kullanımının sağlık açısından da yararı çok ama maalesef ki bisiklet yollarımız yok. Bu da kullanım oranının düşük olma nedenlerinden biri halbuki çok güzel bir şehirde yaşıyoruz bu şehrin bu ilçenin bisiklet yoluna sahip olması gerekir.
-Bulaşıkları elde yıkamak yerine bulaşık makinesinde yıkamak %40 enerji tasarrufu sağlıyor. Ama ülkemiz kadınlarının çoğu önce bir elimizde yıkayıp sonra makineye atıyoruz. Yanlış davranış vazgeçmeliyiz.
-İhtiyacımız olmayan şarj ve fişleri çekerek tasarruf sağlayabiliriz.
Kısacası tüm bunları yaparak aslında hem geleceğimize hem de cebimize katkıda bulunabiliriz. Bugün başlayalım ve gezegenimizi ışıksız susuz bırakmayalım…