Maaşlara zam geldi paylar arttırıldı derken bir sabah bir kalktık %8' lik zamlar %10,%18'lik zamlar ise %20 olmuş. Bu şimdi maaşa zam demek mi oluyor peki? Eğer böyle bir zam yapılacaksa hiçbir şekilde sözde iyileştirme yapılmasın. Bir tane ekmeğin 7.5 TL olması, kiraların almış başını yürümesi, sütün, tereyağının fiyatlarının artması, içtiğimiz damacana suyun bile 55 TL olması ne demek şimdi bu ülkemiz kalkınabiliyor mu yani sorarım size, zam zamı kovalıyorsa ortada durup düşünmek gerekiyor. Eğer ki ödenek yoksa maaşları artırmaya da gerek yok çünkü otomatik olarak vatandaşın cebine zamlı olarak bir maaş girmiyor. Hadi ekmek 7.5 TL oldu diyelim biz alabiliyoruz ama durumu müsait olmayan vatandaşlarımız ne yapacak ekmek yemeyecekler mi?
Aynı durum hayvanlar içinde geçerli geçen ay 1.200 TL ye aldığımız kedi maması zamla beraber 2.500 olmuş bu durumda can dostlarımızı besliyorken teşvik etmek yerine böyle zamlarla pes ettirilmeye mi çalışılıyor. İşverene yada zam yapan firmalara da kızamayız çünkü onlarda bunu yapmak zorunda kalıyorlar. Yani çivi çiviyi söker misali aslında yapılması gereken önemlerle bu durumların önüne geçilebilir. Ve bu güçte meclisin elinde bunu kullanabilirler. Bu işin yetkililerce yapılması kalkınma planı hazırlanması gerekiyor. Üstüne birde uygulamayanlara ceza müeyyidesi getirilirse bak nasıl da her şey düzelir ama ya işlerine gelmiyor yada uğraşmak istenmiyor. Her işe kendi mesleki kişilerde yerleştirme yapılsa ülkemizde ne bir işsiz ne de kalkınma sorunu yaşanır. Yanı başımızda küresel ısınma gibi bir büyük sorunumuz varken biz hâlâ zamdı şuydu buydu gibi konulardayız ilerleyemiyoruz çünkü hâlâ sabit düşünüyoruz. Oysa ki her şey plan ve liyakatli ilerlese nasıl da düzgün olur. Torpillerle işe adam almalar, ayrımcılıklar bir ülkede adam kayırma varsa adaletten bahsedemeyiz. Okumak gibi bir sorunumuz var okumuyoruz kitap,gazete,dergi gibi kendimizi geliştirecek şeylerle meşgul olmak yerine kim ne yapmış, maç, gereksiz dedikodular ve TV programları yerine daha çok okumalıyız. Sadece haber dinlemek yerine kahvede kağıt oynamak yerine, kim ne giymiş ne dedikodular var onu öğrenmek yerine bir kitap okusak üstelik günde 20 dk ayırsak yeterli ama zor değil mi? O zaman daha çok yönetilip daha çok ahlayıp vahlarız. Ne demişler sen yapmazsan ben yapmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. Bir mum diğerini tutuşturur...