Seçil Yılmaz
Köşe Yazarı
Seçil Yılmaz
 

Süper Kahramanlar Değiliz ki?

Sevgili okuyucularım şöyle bir düşünüyorum da robot gibi değil miyiz bir yerden sonra bizlerinde şarjı bitiyor değil mi?  Aslında bu konu geçenlerde arkadaşlarımızdan biri hastalandığında geçmişti. Sonra bu düşüncenin gerçekliği bana yazıyı yazdırdı. Tüm gün boyunca farklı eforlar vererek çalışıyoruz kimimiz fiziki gücünü kimimiz beyin gücünü kullanarak sonuçta gün sonuna doğru artık günün başındaki enerjimiz düşmeye başlıyor. Çünkü zaten insan olarak yoğun çalışıyoruz. İşe giden gitmeyen ayırt etmeksizin yoğun çalışan heran yoğun bir milletiz, çalışkanız. Atalarımızdan gelen bir miras bu belki de. Sabah uyandığımız an itibariyle başlıyor bu evlerimizde annelerimiz, ev hanımlarımız evde, işe gidenler ise işte büyük bir çaba veriyor tüm gün şimdi birde Ağustos ayındayız ve bu coğrafyanın kaderi olan fındık var. Buralarda derler ki Ağustos ayında ölü dirilir doğru bir söz gerçekten çünkü tüm hayat düzenleri Ağustosta farklı bir ayara çekilir. Neyse durum şu ki bu yoğunluk sonunda şarj istasyonumuz sadece uyku zamanı... Uyku insanlara verilen en büyük enerji kaynağı diyebiliriz. Uyku sırasında melatonin hormonu salgılayarak vücudumuzun biyolojik ritminin düzenlenmesine yardımcı oluyoruz. Bu hormon sadece gece salgılanan ve gece saat 02.00 ve 04.00 arası yüksek seviyelere ulaşır. Bizde bu sayede gün başladığı zaman daha enerjimiz aktif hale geliyoruz.  Yeterli dinlenmeyi sağlayamadığımız zaman ise bağışıklık sistemimiz düşerek hastalanıyoruz. Bu sebeple kendimize gereken özveriyi göstermemiz gerekiyor. Çünkü biz birtaneyiz başka yok bizden değil mi? Yâda dünyayı kurtaracak süper kahramanlar değiliz hiçbirimiz...
Ekleme Tarihi: 22 Ağustos 2023 - Salı
Seçil Yılmaz

Süper Kahramanlar Değiliz ki?

Sevgili okuyucularım şöyle bir düşünüyorum da robot gibi değil miyiz bir yerden sonra bizlerinde şarjı bitiyor değil mi?  Aslında bu konu geçenlerde arkadaşlarımızdan biri hastalandığında geçmişti. Sonra bu düşüncenin gerçekliği bana yazıyı yazdırdı. Tüm gün boyunca farklı eforlar vererek çalışıyoruz kimimiz fiziki gücünü kimimiz beyin gücünü kullanarak sonuçta gün sonuna doğru artık günün başındaki enerjimiz düşmeye başlıyor. Çünkü zaten insan olarak yoğun çalışıyoruz. İşe giden gitmeyen ayırt etmeksizin yoğun çalışan heran yoğun bir milletiz, çalışkanız. Atalarımızdan gelen bir miras bu belki de. Sabah uyandığımız an itibariyle başlıyor bu evlerimizde annelerimiz, ev hanımlarımız evde, işe gidenler ise işte büyük bir çaba veriyor tüm gün şimdi birde Ağustos ayındayız ve bu coğrafyanın kaderi olan fındık var. Buralarda derler ki Ağustos ayında ölü dirilir doğru bir söz gerçekten çünkü tüm hayat düzenleri Ağustosta farklı bir ayara çekilir. Neyse durum şu ki bu yoğunluk sonunda şarj istasyonumuz sadece uyku zamanı...

Uyku insanlara verilen en büyük enerji kaynağı diyebiliriz. Uyku sırasında melatonin hormonu salgılayarak vücudumuzun biyolojik ritminin düzenlenmesine yardımcı oluyoruz. Bu hormon sadece gece salgılanan ve gece saat 02.00 ve 04.00 arası yüksek seviyelere ulaşır. Bizde bu sayede gün başladığı zaman daha enerjimiz aktif hale geliyoruz.  Yeterli dinlenmeyi sağlayamadığımız zaman ise bağışıklık sistemimiz düşerek hastalanıyoruz. Bu sebeple kendimize gereken özveriyi göstermemiz gerekiyor. Çünkü biz birtaneyiz başka yok bizden değil mi?

Yâda dünyayı kurtaracak süper kahramanlar değiliz hiçbirimiz...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.