Sevgili okurlar…
Öyle garip ülkede yaşıyoruz ki,
İnanın bazen sinirden gülme krizlerine giriyorum.
Biliyorsunuz ki,
Ülkemizin en büyük sorunlarından birisi işsizlik…
Açıklanan resmi rakamlara bakıldığında işsizlik oranları her geçen gün artıyor.
İŞKUR aracılığıyla kamu kurumlarına 3, 6 ya da 9 aylık geçici işçi alımları olmasa bu oran daha da yüksek çıkacak.
Çevremize bakalım.
Eminim her bir insanın etrafında onlarca üniversite mezunu işsiz bir şekilde baba parasıyla yaşamını sürdürüyor.
Tabi ki baba parası varsa…
Olmayan yandı zaten.
Düşünsenize,
Yemeyip yediriyorsunuz…
Giymeyip giydiriyorsunuz…
Üniversitelere gönderiyorsunuz…
Sonra da iş bulamadığı için yine siz bakıyorsunuz.
Elbette ki hiçbir aileye evladını bakmak zor gelmez ama imkan olmayınca her şey zordur.
Bakın şimdi.
Düşünün empati yapın be kardeşim.
Evladınız var.
Üniversite tahsili almış.
Elinde lisans diploması var.
İşe girecek,
Öyle ya bu işin okulunu okumuş.
Eğer arkasında tanıdığı bir isim yoksa
Yandı gülüm keten helva.
Eskiden bu tanıdık isimlere,
Dayı yerlerdi.
‘Sırtını dayına yaslayacaksın…’
Dayın yoksa arkanda ne yapacaksın.
Maalesef.
Elinden hiçbir şey gelmez.
Niçin ülkemizde,
Adalet işlemez.
Binlerce gencimizin iş sahibi olabilmesi için bir çalışma yürütülemez mi?
Devlet büyüklerimize sesleniyorum.
Yazıktır bu ülkenin gençliğine.
En verimli çağlarında aylak aylak dolaşmak zorunda kalan bu gençlerimize el uzatın.
İş imkanını kişiye göre değil,
Diplomasına göre sunun…
Ne demiş büyüklerimiz;
Bugün ayarını bozduğun kantar,
Gün gelir seni de tartar…
Bu dünya etme bulma dünyası.
Gelin gençlerimizin emeklerini heba etmeyin.
Cüzdanınızla değil,
Vicdanınızla hareket edin.
Kalın sağlıcakla.